Page 51 - İZMİR İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ E-DERGİ SAYI:1
P. 51
İZMİR İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ SAYI: 1
3- Özellikle okula alıştıktan sonra gün içinde yaşadıklarını anlatmaya değer bulmuyor olabilir
(rutine bindiği için sıradanlaşıyor olabilir)
4- Daha önce anlatıyordu ancak sonraki haftalarda anlatmamaya başladıysa, sizin onu dinleme
şeklinizden hoşnut olmayabilir Hiç kimse “sen anlat ben seni dinliyorum” dendikten sonra komşu
sohbeti, dizi izleme, marul yıkama ya da ütü yapma eşliğinde dinlenmek istemez. Dinleme becerilerini
ve göz temasını ciddiye alın.
“Ödevler sorumluluktur, gözünüzde büyütmeyin.”
Eğer bebekliğinden itibaren belli düzeyde bir sorumluluk aşılamışsanız ödevlerle ilgili sadece
ufak tefek sıkıntılar yaşarsınız. Fakat çocuğunuzun alması gereken sorumlulukları siz almışsanız ve ona
hiçbir şey yaptırmamışsanız işiniz zor olacaktır! Bu durumda yapabileceğiniz en iyi şey sınıf
öğretmeninden ve okulun rehberlik ve psikolojik danışma biriminden destek almaktır. Ödevleri
yaparken de yönlendirici olun, cevabı söylemeyin. Bırakın cevabı kendi bulsun, hazıra alışmasın.
“Televizyon izlerken ödev yapıyor”
Bu yanlış bir yaklaşımdır. Ödevini TV karşısında yapması, sorumluluğunu tam olarak yerine
getirememesine ve ödevin “öğrenilen konuyu pekiştirme” amacından sapılmasına sebep olur.
“Ödev yapmak istemiyorsa”
Ödev konusunda karşılaşacağınız bir diğer sıkıntı da, çocuğunuzun ödevini yapmak istememesi
durumudur. Böyle bir durumla karşılaşırsanız ayaklarınız yere sağlam basmalı ve hiçbir şekilde
tavrınızdan ödün vermemelisiniz. Bu durumda yapmanız gereken şey kesinlikle ödevi onun yerine
sizin yapmanız değildir.
Öncelikle bu konuyu yetişkin iki birey gibi konuşabilirsiniz. Neden yapmak istemediğini, onu
neyin yorduğunu ya da hangi durumlarda zorlandığını sorabilirsiniz. Verdiği yanıtları da can kulağıyla
dinlemeniz önemlidir. Yapmayacağım diye inat ediyorsa, bırakın yapmasın. Siz öğretmenle iletişime
geçmeyi sakın ihmal etmeyin. Okula gittiğinde yerine getirmediği bu sorumlulukla ilgili öğretmeniyle
diyalog kursun. Unutmayın, özellikle bu sınıf düzeyinde karşılaştığınız sorunları öğretmenle işbirliği
yaparak çözebilirsiniz.
“Okumak hayatınızın bir parçası olsun”
Okula gitmenin amacı sadece okuma-yazma öğrenmek değildir. Asıl önemli olan kitap okuma
eylemini sürekli hale getirmektir. Bunun da tek yolu kitabı çocuk açısından vazgeçilmez kılmaktır.
Görevin büyüğü okuldadır ama bu sadece öğretmenin yapabileceği bir iş değildir. Anne-
babanın da bu süreçte kitapla içli dışlı olması gerekmektedir. Çünkü çocuk gördüğünü uygular,
duyduğunu değil. Yapmanız gereken tek şey kitabı evinizden ve dünyanızdan hiç eksik etmemektir. O
evde yaşayan çocuk, kitapların anne babasının hayatının vazgeçilmez bir parçası olduğunu fark
etmelidir. Bu da ancak evde küçük çaplı da olsa bir kütüphanenin bulunması ve bu kütüphanenin aktif
olarak kullanılmasıyla mümkündür.
Ayrıca kitap okumak keyifli bir iştir. Çocuğun okuduğu kitabı kendisinin seçmesi, okumayı
seçtiği ve bunun sorumluluğunu aldığı kitabı okumasını daha da kolaylaştıracak, keyifli hale
getirecektir.
“Çocuk okumaya başladığında, gördüklerini okumasını engellemeyin”
51