Page 25 - Dergi Tek Parça
P. 25
İZMİR İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ SAYI: 5
Evet, hep üstleniyoruz anneler olarak; model olmak, birlikte yapmak, öğretmek, farkındalık kazandırmak,
küçükten bazı alışkanlıkları döke saça da olsa kazandırmak, doğru iletişim becerileri kazandırıp bu yönde
örnek olmak, problem çözmeyi, başladığı işi bitirmeyi öğretmek bunlar onlar adına yaptıklarımızı yapmak-
tan daha zor. Bunlar balık tutmayı, yani hayatta kalmayı öğretmek; biz balık vermeyi tercih ediyoruz çünkü
bu daha kolay. Sonra da balık tutamayınca kızıyoruz, kavga başlıyor, güç savaşına dönüyor.
Geçen yıllar çok şey öğretiyor, geçmişe dönsem sunu bunu yapardım diyoruz. Bu yaşta bunu yapmaması
gerekiyor, kendi halledebileceği işler için bizi yanında sürüklememesi gerekiyor, kendi sorumluluğunu yeri-
ne getirmesi gerekiyor, kendi kararlarını alıp arkasında durması gerekiyor deyip duruyoruz. Özellikle ilkokul
bir dönüm noktası konuya balıkla girmişken çocuk sudan çıkmış balığa dönüyor. Hadi ilkokulu, ortaokulu,
liseyi otuz kırk yaşından sonra onlarla yeniden okumaya başlıyoruz, o en güçlü annelik duygularımız bile
sinirlerimize hâkim olmamıza yetmiyor bazen. İşte bu yüzden bağırıp, buyuruyoruz çoğunlukla acizliğimiz-
den. Onlar da ya başkaldırıyor ya da siniyor, itaat ediyor. Ya sorumsuz, uyumsuz ya da yönetilmesi gereken
edilgen bireyler oluyorlar.
Ben on sekiz yıl öncesine dönebilsem bu günkü aklımla, deneyimlerimle, öğrendiklerimle kendime şunları
derdim. Önce hep sakin kalmaya çalışın. Çocuklarınızı dinleyin. Onları daha iyi anlamak için daha iyi gözlem-
leyin. Doğru alışkanlıkları, iç disiplini kazanabilmesi için onlara yardım edin. Başlanılan bir işin bitirilmesi
yarım bırakılmamasını emeğin değerini anlatın. Yaşadığı ortamın gerektirdiği sorumlulukları alabilmesi için
onun yanında olarak model olun. Doğru iletişim becerilerini özellikle dinlemeyi gösterin. Evin en büyük oda-
sını misafire değil çocuklarınıza ayırın. Çocuklarınızla daha çok oynayın. O zaman zaten yaşanılan süreç
içeresinde paylaşımcılık, saygı, sorumluluk, işbirliği, güven, empati gibi değerler daha etkin yaşanır ve kim-
senin kimseye bağırmaya, buyurmaya gerekliliği kalmaz, kimse güdülmez.
Sonuç olarak ne söylersek söyleyelim her şeyden önemlisi, en önemli kelime “sevgi” . Biz anneler ne kadar
pedagojik hata yaparsak yapalım çocuğumuzla çok sağlam bir sevgi bağımız var ise bunu karşılıklı ifade ede-
biliyorsak yaşadığımız sorunlarla başa çıkabilecek en büyük güce sahibizdir.
Derya Demirgören
Konak Hürriyet Anadolu Lisesi Rehber Öğretmeni
22