Page 53 - İZMİR AKADEMİ DERGİSİ
P. 53

KİTAP İNCELEME












            “Kokluca’da İnsan, Şehir ve Kültür” başlıklı ikinci bölüm   dikkatli okumamak, yaşam ve ölüm üzerine duygusal
            17-28. sayfalarda yer almaktadır. Bu bölümde Kokluca,   düşüncelere kapılmamak mümkün değildir. 1926 yılında
            modernleşme dönemi mezarlığı olarak ele alınmış, kitabe-  Kızılçullu Çayı’nda öğrencisini kurtarmaya çalışırken şehit
            lerdeki dil ve üslubun önceki yüzyıllardan farklılaşmasına,   olan Üsküplü öğretmen İbrahim Naci (Kitabe: 6), 1924’te
            bazı mezar taşlarında medfun kişinin fotoğraflarının yer   Kokaryalı’daki sinema yangınında ölen 18 yaşındaki Hasibe
            almasına dikkat çekilmiştir. Öte yandan mezarlıktaki kültü-  ile 11 yaşındaki kardeşi Şefika (Kitabe: 97), henüz 21 yaşın-
            rel devamlılığa da değinilmiş, harf inkılabından sonra bile   da iken ilk çocuğunun doğumunda hayata gözlerini yuman
            Arap harfli Türkçe (Osmanlıca) mezar taşlarına rastlandığı   Ayşe Şevket  Hanım (Kitabe:  112) mezar  taşları dikkatle
            tespitine yer verilmiştir. Sonrasında Kokluca mezarlığının,   incelenecek ve duygusal bağlar kurulacak onlarca kişiden
            imparatorluğun parçalanma sürecinde ana vatana göç   sadece bir kaçıdır. Öldükten sonra memleketine gömülen,
            eden insanlardan bazılarının son buluşma noktası olmasına   mübadele sonrasında ise ailesi tarafından kemikleri Koklu-
            değinilmiştir. “Kokluca’ya Yansıyan Ölüm Algısı”, “Kokluca   ca’ya nakledilen kişilerin mezarları vatan, göç ve aile
            Sâkinlerinin Ölüm Sebepleri”, “Kokluca’da Saklı İzmir” ve   ilişkileri konusunda yeni bağlantılar kurmamızı sağlar.
            “İzmir Aileleri ve Kokluca” bölümün diğer başlıklarıdır.  Okuldan gelirken kamyon çarpması sonucu yaşamını
            Kitabın “Kokluca Kitabeleri” başlıklı üçüncü bölümü edebi   yitiren 15 yaşındaki Ahmet (Kitabe: 13) ile Ramazan bayra-
            açıdan teknik bir içeriğe sahiptir. Bu bölümde somut   mında toprağa verilen 13 yaşındaki Neriman’ın (Kitabe:
            örneklerle kitabelerdeki yazım biçimleri;  “âh mevt”, “ âh   124) mezar taşları ise geride kalan kederli ailelerin acısını
            ölüm”, “Hudâ bâki”, “hüve’l bâki”, “yâ gafur” gibi klişe ve   yüreğimizde hissederken,  “Allah sıralı ölüm versin” duası-
            formlar; alıntı unsurları, dönem manzumeleri, dil ve içerik,   nı bir kez daha akla getirir.
            manzum ve mensur kitabeler ele alınmıştır (s. 29-48).  Kitap yalnızca akademisyenler, uzmanlar ve eğitimciler için
            Dördüncü bölümün başlığı “Kokluca Mezar Taşları”dır. Bu   değil genel okuyucu kitlesi için de müthiş bir kaynak
            bölümde Kokluca’daki mezar türleri ve mezar taşları fiziksel   niteliğindedir. Bu noktada metin transkriplerinin uzman
            biçimleri açısından tasnife tabi tutulmuş, sayısal dağılımları   olmayan okuyucular ile dönemin diline aşina olmayanları
            verilmiş ve açıklanmıştır. Bölüm içerisinde “Lahitsiz”,    lügat ve sözlüklere yönlendireceği muhakkaktır. İlk bakışta
            “Pehleli” ve “Lahitli” mezar türleri ile mezar taşlarındaki   yorucu ve okumayı zorlaştırıcı görünen bu durum aslında
            “bitkisel”, “geometrik”, “sembolik” ve “mimari tasvir”   okuyucuya yeni kapılar açması bakımından olumlu olarak
            süsleme türleri hakkında detaylı açıklamalar olduğu gibi,   da düşünülebilir. Hele ki günümüzde  bilgiye erişimin
            bunların Kokluca’daki kullanımı da somut olarak gösteril-  dijitalleştiği, hızlanıp kolaylaştığı göz önüne alındığında
            miştir. Ayrıca taşlarda imzası bulunan taş ustaları da ayrı bir   istekli  bir  okuyucunun  bu  metinleri  anlamasının,  yeni
            başlıkta değerlendirilmiştir (s. 49-76).          kapıları aralayarak yeni dünyalara adım atmasının son
                                                              derece kolay olduğu da kabul edilebilir. Ayrıca kitabın
            Kitabın en hacimli kısmı beşinci ve son bölümüdür. Bu   görsel zenginliğinin, kitap boyutunun görsellerle uyumu-
            bölümün 77-344. sayfaları arasında Kokluca Mezarlığı’nda   nun, kâğıt ve baskı kalitesinin okumayı kolaylaştırıp cazip
            tespit edilen 256 mezar kitabesinin tek tek fotoğraflarına   hale getirdiğini söylemek mümkündür. Tüm bu özellikleriy-
            ve metin çevirilerine yer verilmiştir. 347-355. sayfalar ise   le  İzmir’in  Son  Osmanlıları-Kokluca  Mezar  Kitabeleri  adlı
            “Kitabeleri Kataloglanan Kokluca Medfunları (1728-1935)”   kitabın akademik disiplinle ortaya çıkan ama genel okuyu-
            başlığına ayrılmıştır. Bu başlık altında önce kadınların sonra   cu kitlesine hitap etmeyi de başarabilen bir eser olduğunu
            da erkeklerin Ad/Künye/Unvan, Kitabe No, Aile ve Vefat   söylemek yanlış olmayacaktır.
            tarihleri liste halinde verilmiştir. Bölümün son başlığı olan
            “Notlar-Taşların Fiziki Özellikleri” kısmında ise 256 mezarın   Proje kapsamında görev yapan akademisyenlerin sadece
            fiziki durumları anlatılmış, tahribatları, aşınmaları da kayıt   mezar taşlarını fotoğraflayıp bunlar üzerine bir kitap ortaya
            altına alınmıştır.                                koyduğunu söylemek, yapılan çalışmayı ifade etmekte
                                                              yetersiz kalmaktadır. Çünkü bu değerli bilim insanları aynı
            Mezar taşları hakkında yapılan incelemelerin genelinde   zamanda, geçmişten günümüze tahrip olduğu bilinen ve
            olduğu  gibi  bu kitapta da  yalnızca  ölüme dair  temalar   tespit edilen, özel olarak korunmadığı sürece de tahrip
            üzerinde durulmamıştır. Zira bu taşlar çoğu zaman sadece   olmaya devam edecek olan bir kültür varlığını kağıt üzerin-
            defnedilen  kişinin kimliği  ve  ölüm  tarihi hakkında  bilgi   de de olsa- koruma altına almayı başarmışlardır.
            vermekle kalmaz. Ölünün kısa yaşam hikâyesini, mesleğini,
            ölüm sebebini, akrabalık ilişkilerini de bizlere fısıldar. Yine   Esere dair söylenmesi gereken son sözler projenin paydaş-
            ölen kişi ile yakınlarının yaşama ve ölüme bakışlarını, inanç   larından ve kitabın yazarlarından İzmir Kâtip Çelebi Üniver-
            yapılarını, geride kalan insanlardan beklentilerini, onlara   sitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özer Küpeli’nin 2021 yılının
            yönelik mesajlarını da bu kitabelerde görmek mümkündür.   Ekim ayındaki vefatına ilişkindir. 1976 doğumlu olan
            Kitapta bu konuda pek çok örnek vardır. Yazarlar akademik   Küpeli’nin bir kalp krizi sonucunda hayata veda etmesi tüm
            tespitlerini ve transkripsiyonları yaptıktan sonra adeta   sevenlerini, öğrencilerini, meslektaşlarını ve tarih camiasını
            okuyucuyu mezar taşları arasında bir gezintiye çıkarmış ve   yasa boğarken merhumun son eserlerinden biri olan bu
            mezar taşlarıyla baş başa bırakmıştır. Sayfaları çevirdikçe   kitabın basıldığını görmüş olması küçük bir teselli olarak
            duygu dünyamızın derinliklerine işleyen kitabeleri daha   sevenlerinin kalbinde yer etmiş olmalıdır.

                                                                                                          51
   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58