Page 71 - özbakış ekım-2024 -
P. 71
ve çalışmaya başladık. Devrim’in de Eylülün ilk haftası ke- Ayşegül: Peki kitap fikri nasıl ortaya çıktı?
moterapi süreci başladı. Devrim’e tanı konulması ile birlik-
te hepimizde kanserle ilgili bir farkındalık oluşmaya başla- Bahriye: Aslında biz mektuplaşırken ve mektuplaşma
dı. Hep birlikte mamografi çektirdik. Ekim ayında ise Ayfer bittikten sonra da hiç bu konudan bahsetmedik. Sanki
göğsünde kitle olduğunu söyleyerek geldi. Kasım ayında mektupların ayrı bir sihri vardı.
Ayfer’e kanser teşhisi kondu. 24 Kasım’da Ayfer’in teda- Banu: Hatta ben öyle bir noktaya gelmiştim ki okul bi-
visine başlandı. Bu sırada Devrim’in tedavi süreci başla- timine yakın odanın kapısını kapatıp Bahriye’ye mektup
mıştı. Ona nasıl yardımcı olabilirim diye kafa yoruyordum. yazma ihtiyacı hissediyordum.
Zaten 21 günde bir kemoterapiye birlikte gidiyorduk. Bu
arada okuldan diğer arkadaşları da organize ettik. Hep bir- Bahriye: Ben de sabah okula varır varmaz “Banu bana
likte arabaları süsleyerek kemoterapi almaya gidiyorduk. nasıl bir mektup bıraktı” diye merakla masama bakıyor-
Bu süreçte okul müdürümüz bize çok destek oldu. Olay dum.
öyle bir hal aldı ki 21 günlük ritüellerimiz olmuştu. Bu dö- Banu: Birbirimize küçük sürprizler yapmayı ihmal etmi-
nemde her seferinde farklı şeyler deneyerek Devrim’in ve yorduk. Ama Bahriye de gidince kendimi çok yalnız hisset-
Ayfer’in moralini yüksek tutmaya çalışıyorduk. Üzerinde tim. Notların hepsini toplayıp dosyalayarak kaldırdım. O
“Süper Kadınlar Kulübü” yazan tişörtler bile bastırmıştık. sırada aklımdan daha sonra bunların bir fotokopisini alıp
kızlarla paylaşırım fikri vardı ama henüz zamanı değildi.
Bahriye: Aslında bu durum bizim için de şok ediciydi.
Hayat olağan akışında devam ederken birdenbire benim Her şey bir yana çevreci olduğumuz için mektupları yazdı-
ğımız kağıtlar bir yüzü kullanılmış kağıtlardı.
ve Banu’nun devresine kanser teşhisi konmuştu. Biz Banu
ile baş başa kaldık ama farklı devrelerde olduğumuz için Her neyse, tatile girince ben İstanbul’a gittim. Geçirdi-
birbirimizi çok sık göremiyorduk. Her şey aslında Banu’nun ğimiz süreci bir akrabam ile paylaştığımda anlattıklarım-
masamın üzerine bıraktığı bir notla başladı. dan çok etkilendi ve editör bir arkadaşına bahsetti. O da
hikâyeyi merak etti ve mektupları ona göndermemi rica
“Sevgiyle ve ahenkle yoğuracağız etti. İzmir’e döner dönmez ilk iş Bahriye’ye haber verip
yaşadıklarımızı…” okula gittim. Mektupların olduğu dosyayı aldım ve foto-
kopilerini çekerek İstanbul’daki editöre yolladım.
Ayşegül: Notta ne yazıyordu?
Editör mektupları okumuş ve ağlayarak beni aradı. Çok
Bahriye: Çok kısa ve küçük bir nottu. Ardından ben etkilendiğini ve kitaba dönüştürmek istediğini söyledi. Biz
de ona cevap olarak bir not bıraktım. Böyle böyle karşı- de Bahriye ile İstanbul’a gittik. Editör ile anlaştık. Notları
lıklı birbirimize notlar bırakmaya başladık. Ben ona yazı- düzenlemek için kolları sıvadık.
yordum o bana yazıyordu. Her notun üzerinde tarih de “Dönüştürmeye başladığımız yaşamlarımız ve içimizde-
yazıyor ve bu notları biriktiriyorduk. Belli bir süre sonra ki duygu karmaşasını dindirmeye çalıştığımız şu zaman-
küçük notlar mektuplara ve duygu paylaşımına dönmeye larda başkalarının bize vaat ettiği gerçeklikten sıyrılmaya
başladı. başlıyoruz demektir.”
Banu: Birbirimizi çok az görüyorduk. Okulda ikimiz de Ayşegül: Peki notları nasıl düzenlediniz ve üzerinde
tek başımıza çalışıyorduk. Bir yandan kızlara destek ol- oynamalar yaptınız mı?
maya çalışıyorduk. Tam bu sırada Bahriye’nin annesinde
sağlık problemi ortaya çıktı. Benim de eşimin işi ile ilgili Banu: Kitapta yer alması adına öncelikle kendimizi ta-
sıkıntılı süreçleri vardı. Sanki her şey üst üste gelmişti. Do- nıttık. Ardından mektupları tarih sırasına göre düzenledik.
ğal olarak hem kendimizi hem hayatımızı sorguladığımız Hepsini tek tek okuyarak iki kişi arasında geçen bu diya-
bir dönem başlamıştı. Bu süreçte kendimize en çok sordu- logları okuyan kişinin anlaması adına orada bahsetmedi-
ğumuz soru “neden?” idi! Sık sık kendimizi “sıra bize de mi ğimiz ama bizim bildiğimiz yaşanan olayları ekledik. Onun
gelecek” şeklinde düşünürken buluyorduk. dışında yer, zaman, kişiler ve olaylarla ilgili hiçbir oynama
yapmadık. Aslına birebir sadık kalarak toparladık ve editö-
Ayşegül: Peki tüm bunlar tam olarak ne zaman ger- re yolladık.
çekleşti?
Bahriye: Tam bu sırada ben annemi kaybettim. Ardın-
Bahriye: Tüm bu yaşananlar 2017 yılında gerçekleşti. dan pandemi süreci yaşandı. Tüm bu olumsuzluklara rağ-
Bu dönemde Banu ile yaklaşık beş ay boyunca mektup- men kızlar bu dönemde kanseri yendiler.
laştık. Sürece devam edebilirdik ancak benim anneme de “Gerçek insanlar, gerçek ilişkiler peşindeyiz. Bu yüzden-
lösemi teşhisi konunca ben üç ay ücretsiz izin almak zo- dir ki kendi gerçekliğimizi sürekli sorguluyoruz.”
runda kaldım. Böylece bize çok iyi gelen bir süreç sona
ermiş oldu. Ayşegül: Kitap ne zaman okurları ile buluştu?
Eylül 2024 71