Page 80 - İZMİR AKADEMİ DERGİSİ
P. 80

MAKALE






            öğretmek için soru cevap tekniğinin uygulandığı alıştırma-  Rusçada “v” sesini, “p” sesi “r” sesini , “c sesini “s” sesi,
            lardır.  İletişimsel alıştırmalar ise son aşama olarak dili   “y” sesini “ü” sesi karşılamaktadır. Örneğin “cam” kelime-
            kullanmak için yapılan alıştırmalardır. Bu grupta; öykü   sini “sam”, “burak” kelimesini “vurak”, “ pembe” kelime-
            anlatma, iletişimsel oyunlar, diyaloglar, münazaralar,   sini “rembe” şeklinde okudukları gözlenmiştir. Bu çalışma-
            hazırlıksız konuşma/doğaçlama, rol  yapma ya da  okuma   ya göre öğrencilerin okuma ve konuşma becerilerinde en
            tiyatrosu gibi alıştırmalar yapılır.              fazla zorlandıkları harfin “e” olduğu görülmüştür. Çünkü bu
            Yabancı dil olarak Türkçenin öğretiminde yazma, konuşma,   harfin Rusçadaki karşılığı “ye” sesiyle özdeşmektedir.
            dinleme, okuma becerilerini doğrudan etkileyen bir başka   Öğrencilerin Türkçe metinlerde yer alan “e” sesini “ye”
            alan  dil bilgisidir.  Bir bilim dalı  olarak  dil  bilgisinin  alt   şeklinde okudukları görülmüştür. Türkçedeki “c” sesi
            bölümleri vardır. Bunlar ses bilgisi, biçim bilgisi, söz dizimi   Rusçada “dj” harfinin birleşimi şeklinde kullanıldığı için de
            bilgisi, köken bilgisi ve anlam bilgisidir. Eker (2001) bunlara   sorunlar yaşanmaktadır. Türkçede çok sık kullanılan adın
            ilaveten lehçe bilgisi ile sözlük bilgisinden bahseder.   durum eklerinin başka bir dilde bulunmaması yaşanan
            Banguoğlu (2011) çözümlü usulle yazılmış dil bilgisinin dili   sorunlardan bir diğeridir. Örneğin “Türkçede, ismin durum
            meydana getiren unsurlarını sırası ile ses, kelime ve sözlere   hâllerini belirten eklerin sayısı ve anlam özellikleri Rusça ile
            göre bölümlendiğini belirtir. Buna göre ses bilgisi, dilin   farklılık göstermektedir. Bahse konu ekler arasında sayısal
            seslerini, bunların birleşme ve değişmelerini, söz dizimi,   açıdan bir denklik bulunmadığı gibi Türkçede bazı hâl
            konuşmada kelimelerin sıralanma ve bağlanmalarını   ekleriyle kullanılması mümkün olan fiilleri Rusçada aynı hâl
            incelerken yapı bilgisi kelimelerin yapısını, bunların   ekleriyle kullanmak mümkün olmamaktadır (Yağcı, 2017).
            uğradıkları  anlam  ve  ilişki  değişikliklerini  gösterir.  Anlam   Yazım ve noktalama yanlışları, dil bilgisi eksikliğinin bir
            bilgisi de kelimeler, ekler, deyimler ve eyitmelerin taşıdıkla-  sonucu olarak çokça yaşanmaktadır. Materyal eksikliği ve
            rı anlamları ve bu anlamların yayılma değişimlerini inceler.   pratik  yapma  imkânının  sınırlı oluşu  da  karşılaşılan diğer
                                                              sorundur.
            Yabancı dil olarak Türkçe’nin öğretiminde karşılaşılan temel
            sorunlar doğal olarak bu beş unsur üzerine kurulacaktır.   Güleç ve Gürbüz’ün (2016) 12 farklı ülkeden 13 öğrenci
            Türkçe öğrenmeye çalışan öğrencilerin çoğu ana dilin   üzerinde yaptıkları araştırmada öğrencilerin en  fazla dil
            etkisiyle olumsuzluklar yaşamaktadır. Bu durumu ket vurma   bilgisi ve terimlerde zorlandıkları ifade edilmiştir. Bunu
            kavramı ile açıklayabiliriz: Bir yabancı dil öğrenilirken ana   telaffuz sorunu izlemiştir. Öğrencilerin görüşleri şu şekilde-
            dili ve yabancı dil düzenleri karşı karşıya gelir, iki dilin   dir: “ Şimdi benim bi tek yani dil bilgisi zor oluyor. Ekler var,
            karşılaşması olayında, öğrenici tarafından iki ayrı düzene   onları şey yapmak… Birleştirmek zor oluyor.” “Gramer.
            aktarımlar yapılması  söz konusudur. Yabancı dilin  kimi   Gramerle bizim hiç benzemiyor…” “Telaffuz şimdiye kadar.
            özellikleri ana diline taşınabileceği gibi çoğunlukla ana   Ü’ler yok, ö’ler falan o noktalı olanlar var ya noktalı olup
            dilinin öğrenilen dili etkilediği görülür. Bu etki olumsuz   olmadığını fark edemiyorum.”
            olduğunda ileri ket vurma gerçekleşmiş olur.      Aynı çalışmada dil bilgisi alanında öğrencilerin en zorlandı-
            Şengül’ün (2014) 45 öğrenci ile  yaptığı çalışmada bu   ğı konuların sırasıyla ekler, cümle yapısı, dolaylı anlatım
            etkinin izleri açıkça görülmektedir. Bu çalışma birçok   olduğu  belirtilmiştir. Öğrencilerin  görüşleri, bu  zorlukları
            yabancı öğrencinin Türk alfabesi ile ilgili sorun yaşadığını   anlamlandırmada bizler için açıklayıcıdır: “Dil bilgisi en
            göstermiştir. Türk alfabesinde yer alan seslerle ilgili en çok   sevdiğim şey aslında çok zorlanmadım. Ama ekler zor.
            sıkıntı yaşayanlar, Arap ve Kiril alfabelerini kullanan öğren-  Ekler çok zor çünkü ı, a bunlar mesela sevmek i alır, belirt-
            cilerdir.  A,ı,i,o,ö,u,ü sesleri Arap alfabesinde   ,   ,       ile   me, yönelme… Yönelme çok kolay diyelim ama belirtme
            gösterilirken Türkçede doğrudan sembol olarak gösteril-  çok kötü. Ne zaman belirtme kullanacağımızı ne zaman
            mektedir. Arap ve Fars öğrencilerin bu duruma alışık olma-  kullanmayacağımızı, onu şimdiye kadar uğraşıyoruz yani
            maları, bu sesleri seslendirmede ve yazmada sıkıntı   sana sordum seni mi sordum? Bunu kullandım, buna mı
            yaşamalarına neden olmaktadır. Çalışmada Arap alfabesini   kullandım? Sana soruyorum. Şimdi onlar senden istedim.
            kullanan  yabancı uyruklu  öğrencilerin  ünlü  harfleri  kimi   Bunlar biraz…”
            zaman birbirinin yerine kullandıkları, kimi zaman da hiç   Bu görüşler oldukça önemlidir. Çünkü Türkçe sondan
            kullanmadıkları tespit edilmiştir. Ayrıca Türk alfabesinde   eklemeli bir dildir. Deny’nin (2013) “Türkçenin gramerini
            yer alan harflerin, seslerin yabancı öğrenciler tarafından   öğrenmek demek, bu dilde kullanılan yapım ve çekim
            kanıksanması öğrencilerin uyruklarına göre değişkenlik   eklerini işlemeyi öğrenmek demektir.” sözünden yola
            göstermiştir. Azeri öğrencilerin “ı,i,o,ö,u,ü” seslerinde   çıkarak diyebiliriz ki Türkçede eklerin işlevleri iyi bilinmeli-
            sıkıntı yaşamaları Türkiye Türkçesi ile Azerbaycan Türkçesi   dir. “Türk dilinin işlenmesinde en büyük yük eklerdedir.”
            arasındaki arasındaki fonolojik farklılıklara uyum sağlaya   diyen Demircan (1977) eklerin gerek yapısal, gerekse
            mamalarına; Somalili, Endonezyalı, Nijeryalı ve Mozambikli   anlamsal bakımdan durumlarının ortaya çıkarılması gerekti-
            öğrencilerin ı,ö ve ü seslerinde sıkıntı yaşamalarının temel   ğini vurgular.
            sebebi bu harflere karşılık gelen seslerin öğrencilerin ana   Batı uyruklu 30 öğrenci ile yapılan bir başka çalışmada
            dillerinde bulunmayışına bağlanmıştır.            yazma ve dil bilgisi etkinlikleri kapsamında 2429 yanlış
            Yağcı (2017) konuyla ilgili 18-22 yaşlarındaki öğrencilerle   tespit edilmiştir. Bu yanlışların yüzdelik dilimleri sınıflandı-
            yaptığı çalışmada dört farklı sorun üzerinde durmuştur:   rıldığında karşılaşılan durum şu şekildedir: Öğrenciler
            Alfabedeki farklılıklar kadar benzerlikler de çeşitli sorunlara   %45,45  isim  çekim eklerinde  , %22.48  eylem  çekim
            yol  açmaktadır. Sembolik  olarak birbirlerinin aynı  olan   eklerinde , %32,07 ek birleşmeleri sırasında gerçekleşen
            harflerin farklı ses denkliklerine sahip olması, öğrencilerin   ses olaylarında sorun yaşamıştır (Islıoğlu, 2015). İsim çekim
            öğrenme süreçlerini geciktirmektedir. Türkçedeki “b” sesi   ekleri ile ilgili yapılan yanlışların çoğu adın durum ekleri ile
             78
   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84