Page 6 - Dergi Tek Parça
P. 6
İZMİR İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ SAYI: 5
Elbette yabancı bir ülkede yaşamaya karar vermiş kişilerin bulundukları ülkenin dilini ve kültürünü hiçbir şekil-
de öğrenmeden o ülkede yaşamayı sürdürmeleri beklenemez ancak kendi dillerini ve kültürlerini tamamen terk
etmeye zorlanmaları da olumsuz bir durumdur. Yapılan bazı araştırmalarda göçmenlerin hem yaşadıkları ülke-
nin dilini öğrenmede hem de geldikleri ülkenin dilini çocuklarına öğretmede ciddi sorunlar yaşadıkları görül-
mektedir. Bu durum aile içi ilişkilerden, çocukların eğitimine, iş hayatından, toplumla ilişkilere kadar birçok
alanda soruna neden olmaktadır.
Okul Çağı Çocuğu ve Göç
6- 12 yaşları kapsayan okul çağı dönemi, toplumun git gide artan bir rol oynadığı sakin ve kararlı bir büyüme
evresidir. Bu dönem, çocuklar için eğitime katılma ve rol model geliştirme dönemidir. Dolayısıyla okul, öğret-
menlerinin varlığı ve buradaki ilişki çocuğun gelişimi açısından önemlidir. Ayrıca bu dönemde akran ilişkileri
çocuklar için daha büyük önem kazanır. 7-10 yaş arasındaki çocuklar okul yemek uyumak dışında zamanlarının
en büyük bölümünü arkadaşlarıyla geçirirler.
Bu dönemde çocuğun genel uyumunu değerlendirmede, okula uyum ve akademik başarı, çoğu kez önemli bir
ölçüt olarak ele alınmaktadır. Okul ortamı içinde çocuğun bu dönemin gelişim özelliklerini başarıyla gerçekleş-
tirmesi, yani akademik becerileri öğrenme, akranlarla ilişki kurma, otonomi ve bağımsızlık kazanma, çocuğun
uyumunda önemli rol oynayan faktörlerdir.
Araştırma sonuçlarından bu yaş döneminde göç yaşayan çocuklarda göçün, okul ve akran ilişkilerinin sağlıklı
gelişimini ve çocuğun sosyal gelişimini olumsuz yönde etkilemekte olduğunu göstermektedir. Coğrafi değişimin
yanı sıra sosyal çevrede, kültürel norm ve değerlerde, hatta kimi zaman konuşulan dilde değişimi gerektiren
göç sonucunda çocuklarda davranış sorunları, ruhsal uyum sorunları, ders başarısızlığı, okuldan kopma ve
uyumsuzluk süresinin uzaması halinde ise sokağa, maddeye ve suça yönelme gibi sorunlar görülmektedir.
Gün (2002), “Çocuk ve Göç” başlıklı araştırmasında, “İç göç Türkiye için çok önemli bir toplumsal olgudur ve
yaşanılan birçok problemin (çocuk ve ergenler açısından çocuk işçiliği, çocuk suçluluğu, sokak çocukluğu ve
önemli psikolojik problemler) kaynağını ve nedenini oluşturmaktadır.” demektedir. Tezcan (1997) ise, araştır-
masında iç göç yaşayan öğrencilerin, yeni çevreye, okula, arkadaşlarına ve öğretmenlerine bir süre uyum sağla-
yamadıklarını belirtmiştir. Bu durumun çocuğun akademik başarısını da olumsuz etkilediğini ve okul başarısızlı-
ğına yol açtığını belirtmiştir.
Erikson’un psikososyal gelişim kuramında bu dönemde, çalışkanlığa karşı aşağılık duygusu yer almaktadır. Erik-
son (1963), bu dönemin tehlikesinin yetersizlik ve aşağılık duygusu olduğunu belirtmektedir. Göç eden çocukla-
rın yaşadığı uyum sorunları bu dönemde onların eğitimlerine yansımakta ve onlara bu dönemde yetersizlik
duyguları hissettirecek uyum sorunları yaşatabilmektedir. İlköğretim çağındaki çocukların yaşadıkları eğitim
sorunları, okul başarısızlığı, uyum sorunları, dil sorunları, ilgisizlik, tırnak yeme, altını ıslatma ve kekemelik, tik
bozuklukları gibi sorunlardır. Yedi yaşından itibaren çocuklar karşılarındakinin duygusal durumuna karşı daha
hassas olurlar. Daha az benmerkezcidirler ve başkalarının ihtiyaçlarını ve duygularını anlayabilirler. İnsanların
özelliklerini ve duygularını değerlendirebilir ve yargıda bulunabilirler. Bu gelişim özelliklerinden dolayı da
3