Page 20 - akademi 2 e dergisi
P. 20

Travma sonrası iyileşme
            Travmatik olay, temel ihtiyaçlarımızı tehdit eden bir durum
                                                              lerin ortaya çıkmasına neden olan karşılanmayan ihtiyaçla-
            veya olaydır. Deprem, güvende olma ihtiyacımızı derinden
                                                              rın karşılanması olmalıdır. Örneğin tırnak yeme, dikkatini
            sarsmıştır. Maruz kalanların evlerini, işlerini, sevdiklerini
                                                              odaklayamama, sürekli ağlama, uyuyamama vb. belirtileri
            kaybetmesine neden olup alışık oldukları rutinlerini baştan
                                                              gösteren çocuğun tırnağını yememesi, ağlamasının azaltıl-
            sona bozarken; tanık olanların “Benim de başıma gelir mi?
                                                              ması değil; bu belirtileri ortaya çıkaran yakınlarını kaybet-
            Gelirse ne yaparım?” gibi kaygılarını tetiklemiştir. Travma-
                                                              me korkusu ve güvende hissetmeme temelindeki duygu ve
            tik olay sonrasında öğrencimizin gösterdiği söz konusu
                                                              ihtiyaçları ele alınmalıdır. Çocuk, kendini güvende hisset-
            stres belirtileri ve baş etme tepkilerini yaklaşık 30-40 gün
                                                              miyorsa güvende olduğunu hissettirecek adımlar atılmalı-
            boyunca olağan kabul edebiliriz (APA, 2013). Yoğun alarm
                                                              dır.
            durumundan vücudun ve beynin görece mantıklı hareket
            etmeye başlaması için bu süre kabul edilebilirdir. Bu
                                                              Öğretmenlerimiz öğrencileri için neler yapabilirler?
            süreden sonra artık yavaş yavaş toparlanma sürecinin
                                                              Görüldüğü üzere çocuk ve ergenlerin travmatik olay sonra-
            başlaması, stres belirtilerinin görece yoğunluğunun
                                                              sı gösterdiği belirtiler değişebilmektedir. Bu belirtiler ve
            azalması ve günlük yaşamdaki rol ve sorumluluklarımızı
                                                              baş etme tepkileri ile ilgili eğitimcilerin bilgi birikimi,
            yerine getirir hale gelmemiz beklenir (Bu noktada yoğun
                                                              sını arında bulunan öğrencilerde gözlemlenen davranışlar-
            şekilde yukarıda sözü edilen belirtileri ve tepkileri gözlemli-
                                                              dan neyin beklenen, neyin beklenmeyen olduğunu anlaya-
            yorsak bir ruh sağlığı uzmanından destek alınması gerekti-
                                                              bilmelerine destek olacaktır. Dolayısıyla, travma sonrası
            ğini düşünebiliriz.).
                                                              stres belirtilerini ve baş etme tepkilerini bilmek “farkında
            Bununla birlikte, önemli bir konuya dikkat edilmesi gerek-
                                                              olmanızı” sağlayacaktır. Bu farkındalıkla “Öğrencilerim için
            mektedir. Bu konu, deprem sonrası stres belirtilerinin iyileş-
                                                              neler yapabilirim?” sorusu eş zamanlı olarak ilerleyecektir.
            tirilmesidir. Travmatik olaydan sonra gözlemlenen davra-
                                                              Öğrenciler açısından bakıldığında, burada iki temel grup
            nışlar aslında birer belirti veya semptom olarak nitelendiri-
                                                              ortaya çıkmaktadır. Birinci grup, depreme doğrudan maruz
            lebilir. Bir başka deyişle, bu davranışlar buzdağının
                                                              kalan öğrencilerdir. Diğer grup ise depremin etkilerine
            görünen kısmıdır. Oysaki travmatik olay sonrasında bireyin
                                                              (doğrudan maruz kalmayan ancak) tanık olan öğrencilerdir.
            temel güvenlik ve kontrol algısı zedelenmiştir; dolayısıyla
                                                              Her iki grubun üzerinde de depremin benzer etkilerini
            birey karşılanmayan güvende olma ve kontrolde olma
            ihtiyacının bir sonucu olarak söz konusu “savaş, don, kaç”
                                                              gözlemlemeniz mümkündür. Temel etki, güvenlik algısın-
            tepkilerini vermektedir. Bunun devamında karşılanmayan
                                                              daki zedelenmedir. Diğer yandan, depreme doğrudan
            ihtiyaçlar kaygı, üzüntü, korku, hayal kırıklığı, gerginlik,
                                                              maruz kalan öğrencilerde depremin etkilerinin yoğunluğu
            huzursuzluk gibi duyguları beraberinde getirmektedir. O
                                                              ve güvenlik ihtiyacının karşılanmasına duyulan gereksinim
            halde, buzdağının altındaki büyük kısım travmatik olayın
                                                              görece daha fazla olabilir. Bu noktayı göz önünde bulundu-
                                                              rarak öğrencilerimizin ihtiyaçlarına uygun nitelikte destek
            tehdit ettiği ihtiyaçlarımız ve duygularımızdır. Bu doğrultu-
                                                              vermemiz gerekmektedir.
            da, deprem sonrasında amacımız öğrencilerimizde fark

            MAKALE                                            ettiğimiz stres belirtilerinin tedavi edilmesi değil; bu belirti-
            MAKALE
            BİLGİ YÖNETİMİ*
            Dr. Serdal ÖZGÖZGÜ**
            Tarih boyunca yaşanan önemli toplumsal değişimler, döne-
            min üretim araçları ve onun yarattığı ilişkiler tarafından
            şekillenir. Bu dönemlerin yapısını oluşturan üretim araçları
            ve ilişkileri bir süre sonra yeni bir dönemin altyapısını
            hazırlar. Nasıl ki sanayi toplumuna geçişin “motoru” olma
            işlevini  buharlı  makineler  üstlenmiş  ise  bilgi  toplumuna
            geçişi de bilişim teknolojisinin temelindeki bilgisayarlar
            gerçekleştirmiştir (Erkan, 1998). İnsanlar ve insanların
            oluşturdukları farklı yapılar arasındaki bilginin dolaşımı,
            sanayi çağının ürettiği bilgi iletişim teknolojileri yoluyla
            daha kolay hale gelmiştir. Üretilen malların dolaşımından
 -Görece daha yoğun güven ihtiyacı olduğunu gözlemledik-  KAYNAKLAR  daha hızlı olması ve daha stratejik bir öneme sahip olması,
 lerimizle daha yakından temasta olunması gereklidir. “Bu   bilginin değerini artırmıştır.
 aralar seni biraz üzgün görüyorum. Konuşalım mı?” diyerek   APA (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, 5th
 konuşma başlatılabilir.  edition (DSM 5).  American Psychiatric Association.  Bilgi toplumuna geçişte stratejik kaynak, sanayi toplumun-
            daki sermaye değil, bilgidir (Tonta ve Küçük, 2005). Bu
 -Konuşmaya istekliyse duygularını ve ihtiyaçlarını anlamak   Armenian, H. K., Morikawa, M., Melkonian, A. K., Hovanesian, A. P.,   kaynağın  odağında olduğu  yeni  bir toplumsal  ilişkiler
 için “Neye ihtiyacın var?”, “Senin için ne yapabilirim?”,   Haroutunian, N., Saigh, P. A. & Akiskal, H. S. (2000). Loss as a determinant of   sistemi kendini gittikçe artan bir şekilde göstermektedir.
 PTSD in a cohort of adult survivors  of the 1988 earthquake in Armenia:
 “Sana ne iyi gelir?” diye sorulabilir.  Implications for policy. Acta Psychiatrica Scandinavica, 102(1), 58-64.  Drucker (1997) yeni sistemin bilgi ve enformasyon serma-
 -Sorduğu sorulara açık, anlaşılır cevaplar verilmesi, çocuğun   Başoğlu, M., Kılıç, C., Şalcıoǧlu, E. ve Livanou, M. (2004). Prevalence of   yeli ve eğitimle desteklenen bir sistem olacağını, gelenek-
 gerçekleri yaşına uygun olacak şekilde öğrenmesi güven   posttraumatic stress disorder and comorbid depression in earthquake   sel kaynakların yerini enformasyon ve bilginin alacağını
 duygusunu onarmayı sağlayabilir. Bu noktada, konuyu   survivors in Turkey: An epidemiological study. Journal of Traumatic Stress:   öngörmektedir. Bu yeni sistem örgütleri de etkilemektedir.
 Of cial Publication of The International Society for Traumatic Stress Studies,
 kapatmaya “yara bandı” olmaya çalışılması “Benden bir   17(2), 133-141.  Bilgi toplumunun örgütleri “sorumluluğa dayalı bir düzen”
 şeyler gizleniyor” düşüncesini tetikleyerek çocuğun güven   Calhoun, L. G. & Tedeschi, R. G. (1999). Facilitating posttraumatic growth: A   gerektirmektedir. Bilgi toplumu örgütleri, kendi iç örgüt-
 duygusunu yine  zedeleme riski  taşımaktadır. İçindekini   clinician's guide. Routledge.  lenmesini, güç-hiyerarşi ve komuta yerine, uzmanlık-görev
 akıtırsa,  acısını/duygusunu  boşaltırsa  iyileşme  yönünde   ve sorumluluk üzerine oturtmak durumundadır (Erkan,
 ilerleme şansı olduğunu bilmemiz önemlidir.  Edinsel, K. ve Elçi, Ö. (2015). Psychological distress among the non-reloca-  1998). Örgütleri ve dolayısıyla toplumları etkileyen bu
 ted and relocated survivors after the August 19th 1999 eathquake in Turkey.
            denli önemli bir yere sahip bilginin ne olduğuna ilişkin bazı
 -Konuşmaya istekli değilse ara ara sormaya devam edilebi-  Journal of International Social Research, 8(38).  yaklaşımlara değinmek gerekir.
 lir,  akranlarından  destek  alması  için  akranları  devreye   Eker, D. ve Arkar, H. (1995). Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği’ nin
 sokulabilir, güvenlik ihtiyacını karşılayabilecek oyunları   faktör yapısı, geçerlik ve güvenirliği. Türk Psikoloji Dergisi, 10(34), 17-25.  Bilgi Taksonomisi
 sını arımızda oynamaya öncülük edilebilir.  Epstein, R. S., Fullerton, C. S. & Ursano, R. J. (1998). Posttraumatic stress   Nonaka (1994) bilgiyi, geleneksel epistemolojinin bilgi   İkinci aşama ise enformasyondan oluşmaktadır. Bu, bir
 disorder following an air disaster: A prospective study. The American Journal   tanımı olan “doğruluğu kabul edilmiş inançlar” olarak   bakıma düzenlenmiş veri şeklinde ifade edilebilir. Üçüncü
 -Burada bir diğer önemli nokta da deprem görüntülerinden   of Psychiatry, 155(7), 934–938.  aşama, enformasyonun kişiselleştirilmiş ve özümsenmiş
 öğrencilerimizi uzak tutmak konusunda velilerle iş birliği   Goenjian, A. K., Najarian, L. M., Pynoos, R. S., Steinberg, A. M., Petrosian, P.,   tanımlamaktadır. Sağsan ve Yücel (2010) bilgiyi;  ziksel   hali olan bilgidir. Bilgi, insanların beynindedir ve tüm
 içinde olunmasıdır. Velilerin, depremin travmatize edici   Setrakyan, S. & Fairbanks, L. A. (1994). Posttraumatic stress reactions after   süreç, veri, enformasyon, bilgi, akıl basamağından oluşan   yaşamları boyunca öğrendiklerinin ve deneyim yolu ile
 görüntülerinden çocuklarımızı uzak tutmaları konusunda   single and double trauma. Acta Psychiatrica Scandinavica, 90(3), 214-221.  beş aşamalı bir karar verme süreci olarak sını andırmışlar-  kazandıklarının toplamıdır. Akıl ise bu spektrumun son
 bilgilendirme toplantıları yapılabilir.  Kaniasty, K. & Norris, F. H. (1995). Mobilization and deterioration of social   dır. Tuomi (1999) bilgiyi; veri, enformasyon, bilgi, akıl, irfan   aşamasını oluşturmaktadır ve bütünleştirilmiş bilgi veya bir
            olarak açıklamıştır. Earl (1994) ise örgütsel açıdan bakarak
 Son olarak; dayanışma, birlik olma ve şefkatle ilgilenme   support following natural disasters. Current Directions in Psychological   bilgiyi olaylar, veri, enformasyon, bilgi olarak basamaklan-  bilgiyi başka bir alana taşıyabilme ve yararlanabilme
 Science, 4(3), 94–98.
 travma sonrası iyileşmede temel bakış açısı olmalıdır. Bu   dırır. Bu süreçte veri üretmek için örgütsel olaylar ifade   yeteneği olarak bilinir. Yani bilgi yönetimi daha genel
 duyguları öğrencilerimizin hissetmesi için öncelikle öğret-  Kılıç, C. ve Ulusoy, M. (2003). Psychological effects of the November 1999   edilir, toplanır ve işlenir. Veri ayrıca, işlenir, sunulur ve   anlamda, içerisine enformasyon yönetimini de kapsayacak
 menlerimizin göstererek model olmaları, sonrasında ise   earthquake in Turkey: An epidemiological study. Acta Psychiatrica Scandina-  yorumlanır; böylece enformasyon üretilir. Enformasyon   bir disiplin olmakla birlikte veri, enformasyon, bilgi ve akıl
 vica, 108(3), 232-238.
 çocuklarımızın birbirlerine göstermeleri için destekleyici   daha sonra test edilir, doğrulanır ve kodlanarak bilgiye   oluşturma sürecindeki teknolojik çalışmaları da içermekte-
 olmamız önemlidir. Öğrencilerin duyguları içinde kaybol-  Riad, J. K. ve Norris, F. H. (1996). The in uence of relocation on the environ-  dönüşür (akt. Tuomi, 1999). Bir diğer taksonomik yapılan-  dir (Sağsan, 2002).
 mental, social, and psychological stress experienced by disaster victims.
 malarının yalnızlığı  ve çaresizliği  tetiklediğini bilerek ve   Environment and Behavior, 28(2), 163–182.  dırmayı Barutçugil (2002) yapmıştır. Yazar, bilgi spektrumu-  Polanyi (1966) “Söylediğimizden daha fazlasını biliriz.”
 dayanışmanın umut verici olduğunu düşünerek şefkatli bir   nu dört aşamada ele almıştır. Birinci aşama veridir ve   demiştir. Polanyi bilgiyi iki kategoriye ayırır: açık bilgi, örtük
 ilişki içinde destek vermek en temel sorumluluğumuz ve   Şalcıoğlu, E., Başoğlu, M. ve Livanou, M. (2003). Long-term psychological   kurumsal amaçlara bağlı olarak işlemlerin yapılandırılma-  bilgi. Açık ya da kodlanmış bilgi formal, sistematik dilde
 outcome for non-treatment-seeking earthquake survivors in Turkey. The
 öğretmenliğin en doyum verici tarafıdır.  Journal of Nervous and Mental Disease, 191(3), 154-160.  mış bir biçimde kaydedilmesi şeklinde tanımlanmaktadır.   iletilebilir  bilgi  anlamına  gelir.  Diğer  yandan  örtük  bilgi
                              * Bu makale yazarın "Eğitim Örgütlerinde Yöneticilerin Liderlik Davranışları, Bilgi Yönetimi ve Örgüt Kültürü İlişkisi" adlı doktora tezinden türetilmiştir.
                                                                       **Dr., Karabağlar, Rehberlik ve Araştırma Merkezi, serdales@gmail.com.






 yapmış, fakat bilginin oluşturulması ve paylaşımı konusuna   gibi doğrudan sisteme müdahil kişiler yanında, dolaylı   Okullar tüm süreçlerinde bilgiyi elde eden, kullanan, okul
 gerekli önemi vermemişlerdir (Fullan, 2002). Bilgi üretebil-  olarak okulla ve okulun insan kaynağıyla etkileşim içinde   içi ve dışı unsurlarla paylaşan ve çeşitli düzeylerde depola-
 mek bir eğitim gerektirir. Bunun için sadece bilgi teknolojisi   olan dış çevredeki kişi ve kurumların da okulla bilgi paylaşı-  yan örgütlerdir. Okullarda etkili bilgi yönetiminin olması
 yatırımları değil, bilgi yönetiminde en önemli kaynak olan   mı yapması, günümüz eğitim anlayışının vazgeçilmez   için etkili bir liderlik ile bilgiyi değerlendirme, kullanma ve
 çalışan insana yatırım yapılmalıdır (Çınar, 2004). Çalışan   parçası haline gelmiştir. Okullarda bilgi paylaşımını kolay-  sürekli geliştirmeyi hâkim kılan bir örgüt kültürünün benim-
 katılımı üzerinde duran ve etkin iletişim kanalları oluşturan   laştırılacak bir ortam yaratmak için öncelikle çalışanların,   senmesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra yapısal birtakım
 örgüt kültürleri bilgi yönetim sistemlerinin etkinliği için de   bilginin çok özel bir varlık olduğunu ve kendi kaynaklarını   değişikliklerle, karar verme mekanizmalarında çeşitli  kir ve
 uygun bir ortam oluşturur (Çakar vd., 2010). Bununla   azaltmadan başkalarına da verebilecekleri anlayışına sahip   uygulamaların ortaya çıkmasına zemin yaratacak esnek,
 birlikte örgütteki insan ve madde kaynaklarının etkili   olmaları, bilgi paylaşımının kendileri için bir tehdit değil,   katılımcı ve paylaşımlı işleyişleri hayata geçirmek zorunda-
 kullanılması ise doğal olarak liderliğin konusudur. Dolayı-  bir takdir ve tanınma yaratacağını da görmeleri gerekir   dır (Muratoğlu ve Özmen, 2006). Bu ortamı hayata geçire-
 sıyla örgüt kültürü yanında liderlik de bilgi yönetiminin   (Barutçugil, 2002).  cek kişiler arasında yöneticiler önemli bir yer tutmaktadır.
 temel unsurlarındandır.   Okullardaki yöneticiler kendilerini sadece insani,  ziksel ve
 Bilginin depolanması, saklanması; bilginin daha sonra    nansal kaynakların yöneticisi olarak değil, aynı zamanda
 Örgüt kültürü ve liderlik yaklaşımının da etkili olduğu bilgi   gerekli olduğunda örgütteki üyeler tarafından erişimine   bilginin yöneticisi olarak da düşünmelidirler (OECD, 2001).
 yönetimi,  açık  ve  örtük  bilgi kaynaklarında  bulunan   imkân verilecek bir biçime dönüştürülmesi demektir.   Okulun bir öğrenen örgüt haline gelmesini sağlayan, okul
 bilginin,  örgütün  amacına  hizmet  edecek  şekilde  elde   Bilginin depolanması çeşitli düzeylerde gerçekleştirilebilir.   ve çevresiyle birlikte bir okul topluluğu oluşturan, öğret-
 edilmesi, üretilmesi, kullanılması, paylaşılması ve depolan-  Örgütlerde hiyerarşik bir sorumluluk gözeterek depolanan   menlerin mesleki gelişimlerini ve öğrencilerin bilgi ve
 ması aşamalarını içerecek şekilde yönetilmesidir. Bu   ve erişimin sınırlandırılması gereken bilgiler olduğu gibi   becerilerini en üst düzeye çıkaracak ortamları oluşturan kişi
 sürecin ayrıntılarına aşağıda değinilecektir.  sadece yazılı doküman veya teknolojik belleklerde depo-  liderlik nitelikleri taşıyan okul yöneticileridir. Okul yönetici-
 lanmayan, insanların zihinlerinde örtük bilgi halinde muha-  leri okullarda öğretmen, öğrenci ve diğer çalışanlarla
 formalize olmayı ve iletmeyi zor kılan kişisel bir nitelik taşır   Bilgi Yönetimi Süreci  faza edilen bilgiler de bulunabilmektedir. Önemli olan,   olduğu kadar okul çevresiyle de etkili iletişim ve iş birliği
 (akt. Nonaka, 1994). Açık bilgi resmi kurallar, araçlar ve   Bilgi yönetimi süreci hakkında farklı bakış açılarıyla çeşitli   depolanan bilginin gerektiğinde tekrar bilgi yönetimi   oluşturarak okulun gelişmesi ve etkili eğitim için bilginin
 süreçlerde saklıdır. Örtük bilgi ise bildiğimiz fakat açıklaya-  modeller öne sürülmüştür. Bhatt (2000), örgütsel bilginin   sürecine sokulmasıdır. Eğitim örgütlerinde elde edilen   etkili yönetimini sağlamalıdır (Muratoğlu ve Özmen, 2006).
 madığımız bilgilerdir (De Long & Fahey, 2000). Açık bilgi   gelişim döngüsünü dört bileşen üzerinden açıklamıştır.   veya üretilen bilgilerin daha sonra kullanılmak üzere muha-
 işlenebilir, iletilebilir ve kolaylıkla depolanabilir. Örtük bilgi,   Bunlar; bilginin üretilmesi, bilginin gözden geçirilmesi,   faza edilmesi, kurumsal hafızanın işlemesi açısından olduk-  Bilgiyi yönetebilen okullar sorunlarını çözmede önemli
 kişiseldir ve zor formülize edilir. Öznel anlayışlar, sezgiler ve   bilginin dağılımı ve bilginin benimsenmesidir. Gold ve   ça önemlidir. Gelişimin ölçülmesi ancak depolanan bilginin   adımlar atar. Bu sayede öğrenci, öğretmen ve toplumun
 önseziler bilginin bu kategorisi içine girer (Nonaka, Toyama   diğerlerine  (2001)  göre  ise  bilgi  yönetiminde  temel   kullanılması ile mümkündür. Bu anlamda eğitim örgütleri   öğrenmesi gerçekleşir. Okullar  bilginin önemini bilerek
 & Konno, 2000). Örgütler için açık ve örtük bilginin de   bileşenler; bilgiyi elde etme, elde edilen bilgiyi kullanılabi-  için sadece yazılı dokümanların değil, bunun yanında kişile-  teknolojik alt yapının yanı sıra daha önemli olan insan
 olduğu tüm bilgi kaynaklarının örgütsel süreçlerde yöneti-  lir bilgiye dönüştürme, elde edilen bilgiyi örgütsel uygula-  rin belleklerindeki bilgilerin de depolanması ve gerektiğin-  unsurunun yeterliğini artıracak şartları yaratmalıdır. Okul
 lebilmesi gerekmektedir.  malarda kullanma ve elde edilen bilgiyi korumadır. Çınar’a   de kullanılmak üzere açık bilgi haline getirilmesi gereke-  üyeleri iç ve dış tüm kaynaklardaki bilgiyi işe koşacak bir
 (2004) göre ise bilgi yönetiminde yeterlik alanları olarak   cektir.  anlayışa sahip olmalıdır. Açık ve örtük bilginin dolaşımını
 Bilgi Yönetimi
 bilginin üretilmesi, paylaşılması, kullanılması ve depolan-  kolaylaştıracak, öğrenci, öğretmen ve velilerin bilgiden en
 Bilgi yönetimi bir disiplin olarak oldukça yeni sayılır. İlk   ması bilgi yönetiminin bileşenleridir.  Bu bileşenler bilgi yönetimini oluşturan farklı fakat birbirine   yüksek yararı çıkarmalarını sağlayacak, dolayısıyla örgütsel
 olarak 1986 yılında Dr. Karl Wiig tarafından işletme alanına   bağımlı öğelerdir ve zaman içinde herhangi bir noktada bir   öğrenmeyi  gerçekleştirecek  anlayışa  ve  şartlara  sahip
 kazandırılmış, 1990’ların başında sözü geçmeye başlamış   Bilginin üretilmesi, okulun dış çevresinde gelişen ve okulu   örgüt ve üyeleri birden fazla bilgi yönetim süreci zincirlerin-  olmak, okulu etkili bir örgüt yapacaktır.
 ve ilk yapı taşları konulmuştur. Günümüzde ise önemi   ilgilendiren formal ve/veya informal bilgilerin okulda   de yer alabilir. Bu nedenle bilgi yönetimi yekpare değil
 yoğun bir biçimde artmakta olan bir konu olarak dikkatleri   kullanıma dâhil edilmesi, bu bilgilerin okuldaki iç bilgi ve   fakat dinamik ve sürekli bir örgütsel olgudur (Alavi &
 çekmektedir. Bilgi yönetimi kişisel deneyimler ve bilinme-  deneyimlerle birleşip sentezinin yapılarak yeni bilgi ve   Leidner, 2001). Sözü edilen bilgi yönetimi bileşenleri   KAYNAKLAR
 yen uzmanlıklar da dâhil olmak üzere bir örgütün bilgi   düşüncelerin oluşturulmasını kapsar. Bilginin elde edilme-  birbirini izleyen veya izlemesi gereken hiyerarşik ve ardışık   Alavi, M. & Leidner, D. E. (2001). Review: Knowledge management and
 varlıklarının tümünün tanımlanması, kullanılması ve payla-  sinde ve üretilmesinde okul içinde ve çevresindeki kaynak-  aşamalar olarak düşünülmemelidir. Bu bileşenler örgütün   knowledge management systems: Conceptual foundations and research
 issues. MIS Quarterly, 25(1), 107-136.
 şılmasını inceleyen bir disiplindir. Bilgi yönetimi, mevcut ve   lar  önemlidir. Okul  için  çevre,  okulu  etkileyen  tüm  dış   durumuna ve bilginin muhatabı kişilere göre farklılık göste-
 ihtiyaç duyulan bilginin tanımlanmasını, analizini ve örgüt-  unsurlardır (Çınar, 2004).  rebilir. Örneğin örgüte (okula) gelen bir bilgi elde edildik-  Bahar, E. (2011).   Konaklama işletmelerinde bilgi yönetimi: Altyapı,
 uygulama ve karşılaşılan engeller. İşletme Araştırmaları Dergisi, 3(2), 51-68.
 sel hede eri gerçekleştirmek amacıyla bilgi varlıklarını   Eğitim örgütleri bilgi kullanımının en yoğun olduğu örgüt-  ten sonra saklanıp paylaşılmayabilir. Bunun tersine bazı
 geliştirmek için yapılacak eylemleri planlama ve kontrol   lerdendir. Eğitim örgütlerinde, bilginin etkin kullanılması   bilgiler çok kapsamlıdır ve bu aşamaların tümü en geniş   Barutçugil İ. (2002). Bilgi yönetimi. Kariyer Yayıncılık.
 etmeyi kapsar (Kim, 2000). Bilgi yönetimi, bir örgütte   için okul  koşullarının elverişli  olmasının  yanında  bilgiyi   anlamda izlenebilir. Ayrıca bazen  bilgi, paylaşılmasına   Bhatt, G. D. (2000). Organizing knowledge in the knowledge development
 hemen hemen tüm çalışanların katıldığı bir örgütsel aktivi-  kullanacak kişi veya kişilerin bu konuda yeterli olması   karşın kullanılmayabilir veya depolanmayabilir. Buradaki bu   cycle. Journal of Knowledge Management, 4(1), 15-26.
 tedir. Bu nedenle bilgi yönetimi, öğrenmeyi, bilgi paylaşı-  gerekir. Yeni bir uygulama örneğini hayata geçirmek bazen   dört bileşen bize ideal bir bilgi yönetimi çerçevesi sunar.   Celep, C. ve Çetin, B. (2003). Örgütlerde bilgi paylaşım kültürü yaratma. Anı
 mını ve bilgi teknolojilerini kullanmayı cesaretlendiren bir   bazı düzenlemeler yapmayı gerektirebilir. Bunun dışında   Bunların hangi düzeyde ve ağırlıkta işleme sokulacağı   Yayıncılık.
 kurumsal kültüre gereksinim duyar (Gümüştekin, 2004). Bu   bilgiyi kullanacak kişilerin bilgiyi doğru özümsemesi ve   bilginin kendisine, örgüte sağlayacağı yararın önemine ve   Chase, R. L. (1997). The knowledge based organization: An international
 anlamda etkili bilgi yönetiminin belki de en önemli unsuru   eğitim sürecine doğru bir şekilde uygulaması beklenir.   ziksel şartlara göre değişmektedir.  survey. Journal of Knowledge Management, 1(1), 38-49.
 örgütsel kültürdür (Chase, 1997; Gold vd., 2001).  Okullarda açık ve örtülü bilginin okulun amaçlarına hizmet   Cheng,  E.  C.  K.  (2013).  Applying  knowledge  management  for  school
 Wang ve Noe’ye (2010) göre bilgi yönetiminin başarısı   strategic planning. Korean Educational Development Institute KEDI Journal
 Bilgi yönetimi alan yazınında her ne kadar kurum kültürü-  bilgi paylaşımına bağlıdır. Bilgi paylaşımı, yöneticilere   edecek en etkin şekilde yönetilmesi gerekir. Bilgi yönetimi,   of Educational Policy, 10(2), 339-356.
 nün önemi vurgulansa da bundan farklı olarak birçok   örgütteki bireysel öğrenmeleri elde tutma ve bunları pratik   öğrenmenin  etkililiği  için  daha  güçlü  bir  kaynak  zemini   Çakar, N. D., Yıldız, S. ve Dur, S. (2010). Bilgi yönetimi ve örgütsel etkinlik
 alandaki örgüt için bilgi yönetimi çalışmalarının genellikle   uygulamalar için bütünleştirme imkânını sağlar. Buna ek   sağlamakta ve okulun öğrenmeye ilişkin amaçlarının yerine   ilişkisi: örgüt kültürü ve örgüt yapısının temel etkileri. Ege Akademik Bakış,
 bilgi teknolojileri eksenli geliştiği görülmektedir (Bahar,   olarak bir örgüt içinde insanlar, kendi düşünce, inanç, bilgi   getirildiği  krini güçlendirmektedir (Celep ve Çetin, 2003).   10(1), 71-93.
 2011). Fakat bilgisayarlar ve yazılımlar gibi teknolojik unsur-  ve deneyimlerini paylaşarak karşılıklı olarak ortak bir anlayış   Okullarda bilgi yönetimi uygulamaları, okul stratejik   Çınar,  İ. (2004,  Temmuz). Bilgi yönetiminde eğitim yöneticilerinin
 lar bilgi yönetim sürecinde, insan unsuruna göre ikinci   oluştururlar. Bu pratik uygulamalar ve ortak anlayışlar   planının yeterliğini, yönetimini, öğretmenlerin öğretme   yeterlikleri: Malatya örneği. XIII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı, İnönü
 sıradadır (Gupta vd.,  2000). Birçok  örgüt, ağırlıklı olarak   örgütsel  bilgiyi meydana  getirirler  (Yang,  2007). Eğitim   yetkinliğini, öğrenci desteğini ve öğrenmenin değerlendi-  Üniversitesi, Malatya.
 teknoloji ve büyük olasılıkla bunun eğitimine yatırım   örgütlerinde öğrenci, öğretmen, yönetici, personel ve veli   rilmesini geliştirmektedir (Cheng, 2013).   De Long, D. W.  & Fahey, L. (2000). Diagnosing cultural  barriers to
 knowledge management. Academy of Management Executive, 14(4),
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25