Page 45 - İZMİR İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ E-DERGİ SAYI:2
P. 45

İZMİR İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ                                         SAYI: 2


               sonra gelmiyordu. Beni huzursuz eden             ışık oyunlarını izlerken o ana kadar üzüldüğüm,
               soruların ise her seferinde geçiştirmelik        dert ettiğim hiçbir şeyin anlamı olmadığını
               cevapları oluyordu. Yağmurlu ve soğuk bir öğle   düşündüm. Okuyabilmek, kardeşini
               arası Nezih’e okulda kalırsa ev yapımı peynirli   okutabilmek, ailesini geçindirebilmek adına
               tostlarımı onunla paylaşabileceğimi söyledim.    küçük yaşta hem baba hem ağabey olan
               Küçük kara gözleri ışıldadı, tedirgindi. Annesi   Nezih’in öyküsü yüreğimi yakıyor.
               merak ederdi. Annesine haber ulaştıracağım
                                                                Ertesi sabah kararımı çoktan vermiştim. O,
               sözünü verdikten sonra yemeğimizi yedik.
                                                                benim küçük bilgemdi. Tahsilini
               Bazı günler devamsızlık yaptığını ve bunun
                                                                tamamlayıncaya kadar elimden geldiğince,
               derslerini olumsuz etkileyeceğini söyleyince
                                                                gücüm yettiğince arkasında olacaktım. Müdür
               küçük yüzü asıldı ve gözleri doldu. Babasını
                                                                Salim Bey ismimin saklı kalacağına söz
               kaybedeli 5 ay olmuştu. Dededen kalma
                                                                verdikten sonra gereken işlemleri yapmıştı.
               tarlalarını annesiyle birlikte ekip biçiyorlar ve
               ailenin geçimini sağlıyorlardı. Hafta sonları    Tayin zamanı geldi, çattı. Evlenip
               kasabaya gidip meydandaki tüpçüde çalışıyor      memleketime gidecektim. Küçüğüm daha bir
               kimi zaman da işçi kahvesinde getir götür        büyümüş daha bir mutluydu. Gideceğim için
               işlerine bakıyordu. Ama en büyük üzüntüsü        biraz buruktu ama ‘’ Ben sizi hep arayıp
               kardeşi Zehra’nın kaybolan ayakkabıları idi.     soracağım öğretmenim asla unutmam.’’
               Yenisini alamayacak kadar yoksul oldukları için   diyordu.
               kendi ayakkabılarını kardeşiyle paylaşmak
                                                                Son gün uzun uzun sarıldık. Tarihini
               zorundaydı. İki kardeş günlerini tek bir çift
                                                                öğrenmekten, doğayı anlamaya çalışmaktan
               ayakkabıyı paylaşarak geçirmeye çalışıyorlar,
                                                                ve türkülerinden asla vazgeçmeme sözü verdi.
               sabahları Zehra okula giderken giyiyor,
                                                                Zehra’yı da okutacaktı. Kız çocukları mutlaka
               öğleden sonra ise Nezih… Yutkunamadım.
                                                                okumalıydı.
               Konuşmak istedim, sesim çıkmıyordu. Teselli
               etmek, saçlarını okşamak, sımsıkı sarılmak ve    Yirmi üç sene oldu. Bir insanın yaşamının en
               omuzlarındaki yükü alıvermek istedim ama         önemli kısmı, iyilik ve sevgi adına yaptığı
               hani karabasanlar olur ya… Kımıldayamaz,         küçük, isimsiz ve anımsanmayan eylemlerdir.
               ağlayamazsınız… Böyle kaç dakika geçti           Ben Nezih’i unutmadım. O da beni. Bugün 24
               hatırlamıyorum. Birden Nezih’in ‘’Ders           Kasım Öğretmenler Günü… Sabah ilk telefon
               başlayacak öğretmenim ‘’ diyen sesiyle           Dr. Nezih Akın’dan geldi. Günümü kutluyordu.
               irkildim. Koşarcasına odadan çıkışını
               gözyaşlarıyla izledim.                                   Ayben Cemile SERDAROĞLU

               Gece… Karanlık ve soğuk… Dışarıdaki fırtınanın     Uluğ Bey Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
               sesi pencerelerin aralıklarından ıslık çalarak
                                                                       Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
               eve doluyor. Tavanda sobadan çıkan alevlerin

















                                                           45
   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50