Page 45 - İZMİR İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ E-DERGİ SAYI:1
P. 45

İZMİR İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ                                         SAYI: 1



               EMEKLİ BİR ÖĞRETMENİN KALEMİNDEN
                                   Vakti gelince gitmek lazım    Zordur gençleri anlamak. En zor öğrencilerle onların
                                  diye düşünürdüm çoğu          deyimiyle ‘’kanka’’ oldum. Ortak noktalarda buluşmayı
                                  zaman. Bu yıl aynı anda       öğrettik birbirimize. Yürekten dinlemenin mucizelerine
                                  sonu ve başlangıcı birlikte   tanık olduk. Çatışmaları, nitelikli fikir alışverişine;
                                  yaşıyorum. Buruk, heyecanlı   korkuyu, bağlılık ve güven duygusuna çevirdik birlikte.
                                  ve bir o kadar da
                                                                 Bazen hayvanları  çok sevmemiz, aynı şarkıları
                                  hüzünlüyüm. Dile kolay otuz
                                                                dinlememiz, futbol sevdamız ders dışında da bizi
                                  yıl, neredeyse bir ömür…
                                  Evcilik oynarken bile hep     buluşturdu; nöbetlerde, boş derslerde birbirimizi arar
                                  öğretmen olurdum.   İyi ki    olduk. Eğer bir sorun varsa, bu sorun biz
                                                                büyüklerdeydi, çocuklar masumdu.
            bu mesleği seçtim; yine dünyaya gelsem aynı mesleği
            seçerim.                                             Hiç unutmam, böyle sıkıntıları olan bir öğrencimi
                                                                uzun çabalar sonucunda kazanmıştım. Bir gün bahçe
              Öğretmenlik benim hayalimdi, yıllar içinde tutkuya
                                                                nöbetim sırasında yanıma geldi selam verdi -bu kız
            dönüştü. Bu mesleği seçmemde etkili olan bir anımı
            paylaşmak isterim: Ortaokul yıllarımın başında,     öğrencim bahçede bile yalnız dolaşır kimseyle
                                                                konuşmazdı- ona içimden “Seni seviyorum” demek
            öğretmenlerimizle birlikte Bornova Yetiştirme Yurduna
                                                                geldi ve sesli olarak söyledim... Döndü; gözleri dolu
            bir geziye katılmıştık. Gezi sırasında oradaki çocuklarla
                                                                dolu baktı, "Bana ilk defa birisi seni seviyorum dedi
            o kadar güzel diyaloglarım oldu ki yaşananları dün gibi
                                                                öğretmenim" diyerek boynuma sarıldı. Böylelikle tam
            hatırlarım. Her birine teker teker sarıldım, boynuma
            dolanan minik kolların çözülmesini hiç istemedim.         otuz yıl geçti.
                                                                 Bu arada kendimi geliştirmeyi de ihmal etmedim. Ne
              O gün ben çocuklara, onları çok sevdiğimi ve onların
                                                                de olsa teknoloji bizi beklemiyor, bir şekilde yenilikleri
            benim için değerli oldukları mesajını verebilmiştim.
                                                                ısrarla takip etmemiz gerekiyor.
            Hayatımın ondan sonraki bölümünü planlarken
            hissettiğim bu sıcacık duygular çok etkili oldu. Benim   Bu süreçte üniversite ideallerine kavuşmasına destek
            öğretmenlik kariyerim böyle başladı.                olabildiğim öğrencilerin sevinçleri görülmeye değerdi.
              Mesleğimi icra ederken iki evlat sahibi oldum şu an   Vatan, millet, bayrak sevgisi ile donanmış; empati
            ikisi de tıp doktoru. Zaman zaman onları ihmal ettim.   yapmayı bilen, ezberci değil sorgulayan, hoşgörü
            Nihayetinde öğretmenlik benim bir parçamdı.         sahibi, her zaman çağa ayak uyduran, Atatürk ilke ve
            Çocuklarımı ilk gün okullarına götüremedim, çünkü   inkılaplarını benimseyen en önemlisi çok kitap
            açılış programlarında görev aldım. Karnelerini almaya   okuyarak kendini geliştirip hayallerini kısırlaştırmayan,
            gidemedim çünkü sınıf öğretmeniydim. Beni heyecanla   özgüvenli bireyler olmaları için çabaladım. Onlara her
            takip eden gözlerin ta içine bakıp onlara karnelerini   yönden örnek olmaya gayret ettim.
            dağıttım. Hasta ve ateşli olduklarında onları evde
            yalnız bıraktım ama sınıftaki çocuklarımın ateşlerini   Çalıştığım kurumdan ayrılmış olabilirim. “Öğretmen
            kontrol ettim. Toplantılarına zamanında gidemedim   emekli olmaz, emektar olur.’’ Öğrencilerimden ve
            ama takibini yaptım. Sonuçta içim rahattı işimi layığıyla   okulumdan ayrıldığım için hüzünlüyüm ama vicdanen
            yaptığıma olan inancım tamdı. Böylece çocuklarım,   rahatım. Göreve yeni başlayacak arkadaşlarıma şunu
            taşıdıkları sorumluluğun önemini ve disiplinli çalışmayı   söylemek isterim, kaç yaşında olursanız olun siz
            öğrendiler. Öğrencinin başarılı olabilmesi için dersi   modelsiniz, annesiniz, babasınız çocuğunuz gibi
            sevmesi, dersi sevebilmesi için öğretmeni sevmesi,   düşünürseniz, sorunların altından daha kolay
            öğretmenini sevebilmesi için de öğretmenin öğrenciyi   kalkabilirsiniz.
            sevmesi gerekir inancı ile hareket ettim. Öğrenciyi
                                                                 Hayatına dokunduğum canım öğrencilerime,
            seversen ona öğretmek daha kolaydır. Öğrencilerimi
                                                                desteğini esirgemeyen velilerim ve birlikte çalıştığım
            hep çok sevdim, onları can kulağıyla dinledim,
                                                                yol arkadaşlarıma her şey için teşekkür ederim.
            sorunlarına çözümler bulmalarında yardımcı oldum.
            Telefon numaramı bile vermekten korkmadım. Başları                                                        Hacer YILDIRIM
            sıkıştığında bir telefon kadar yakın olduğumu bildiler.





                                                              45
   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50