Page 69 - özbakış şubat -2024
P. 69
Sağlıklı Sınırlar
SINIR KOYMAK NEDİR? Sağlıklı sınırlar ne çok katı ne de belirsizdir. Sınırlar var
ınırlar, hayattaki rollerimiz bağlamında bir diğeriyle olan duruma ve şartlara göre esneyebilmektedir. Sağlıklı
Saramıza çektiğimiz soyut çizgiler anlamına gelir. sınırlar bize korunaklı bir alan sağladığı gibi çevremizle de
Bireylerarası ilişkilerde kişisel alanının başlama ve bitme doyum verici ilişkiler kurmamıza yardımcı olur.
noktasını betimlemektedir. Bireye özel ve esnek olup Sağlıklı Sınırlar Koymanın Faydaları Nelerdir?
olay, durum ve koşullara göre zaman içinde değişim * Bireyin kontrol ya da manipüle edilmesini, duygusal
gösterebilirler. istismardan korunmasını sağlar.
Sınırlar kapıları olacak şekilde tasarlanmıştır. Güvenilir * Sınır, ilişkilerde bireyleri kendi isteği dışında olan,
ilişkilerin tadını çıkarırken, yıkıcı ilişkilerden uzak durma kendine ve kimliğine uygun olmayan durumlardan ve
özgürlüğü tanır. Bu kapılardan giriş ve çıkışlardan sorumlu saygısız eylemlerden korur.
olan kişinin kendisidir. Şimdi kapıdan girdiğinizi ve bir * Kendi duygu ve düşüncelerini diğerlerininkinden
halkanın içerisinde olduğunuzu hayal etmenizi istiyorum. ayırmayı ve hislerin, düşüncelerin ve davranışların
Bu halkayı şunlarla dolduralım; “Ben kimim? Neyi severim? sorumluluklarını üstlenmeyi kolaylaştırır.
Hayattan ne bekliyorum?” Bu sorular ve cevaplar bizim * Başkalarına “hayır” diyebilmeyi ve başkaları “hayır”
mahrem alanımızı oluşturur. İnsanlarla girdiğimiz ilişkilere dediğinde kabul edebilmeyi sağlar.
bağlı olarak içinde bulunduğumuz halkayı çevreleyen
bir halka daha hayal edelim. Bu halkaya bizden ayrı olan * İlişkide sınır koymak bir bencillik değil, kişinin kendini
diğer insanları yerleştirelim, onlarla kurduğumuz ilişkiler sevmesini ve kendine saygı duymasını destekleyen bir
bu halkadaki fiziksel, duygusal, sosyal ve zihinsel sınırları tavırdır.
oluşturur. Sınır Koymak Beni Bencil Biri Yapar Mı?
Fiziksel Sınır: Bedenimizi ve sahip olduğumuz kişisel Çevremize sağlıklı sınırlar koymamız bizim bencil biri
alanımızı korumak anlamına gelmektedir. Çevremizdeki olduğumuz anlamına gelmez. Aksine ilişkilerin sağlıklı
insanların ne kadar yakınımızda durabileceğine, kurulacak ve doyumlu olması için gereklidir, çünkü bireylere nefes
fiziksel temasın ne şekilde olabileceğine kendimiz karar alabilecekleri bir alan tanınmış olur. Çevremizle ilk defa
veririz. sınır oluştururken terk edilme korkusu, dışlanma korkusu
Duygusal sınır: Fiziksel yaşamımızda sınırları görmek ve reddedilme korkusu hissedebiliriz. Bu duyguları
kolaydır. Trafikte işaretlerle, sahip olduğumuz mülkiyette hissetmemiz oldukça insani ve doğaldır. Bu durumu
çitlerle, adalette resmi belgelerle görebiliriz. Ancak sıkıntılı hale getiren nokta ise hayır demek isterken bunu
duygusal dünyamızda bu sınırları görmek çok daha yapamayarak kendimizden ödün vermemizdir. İlişkilerde
zordur. Sınırlar kendimizi tanımlar, kim olduğumuzu ve kırıldığınız noktaları karşınızdaki kişiye ifade etmek her
kim olmadığımızı belirler. Duygusal sınırlar nelerden zaman kolay olmayabilir. Unutmayalım ki herkesle iyi
sorumlu olduğumuzu göstermenin yanı sıra nelere olmak ve herkesle iyi geçinebilmek pek de gerçekçi
sahip olmadığımızı ve nelerden sorumlu olmadığımızı değildir.
da tanımlamamızı sağlar. Duygusal sınır aynı zamanda
yaşadığımız duyguları kabul etmeyi ve başkalarının da
bu duygulara saygı duymasını içerir. “Bunda üzülecek ne
var, ağlamayı kes.” gibi ifadeler duygusal sınır ihlalinin
habercisi olabilir.
Sosyal sınır: Biz insan olarak sosyal varlıklarız. Bu sosyal
ilişkilerde hayır demek ne kadar doğalsa bize yöneltilen
“Hayır’a” saygı duymak da sınırlar noktasında bir o kadar
belirleyicidir. Unutmayalım ki hayırlar kişiye değil talebe
yöneliktir.
Zihinsel sınır: Sözlerimin başında bahsettiğim
mahremiyet alanını yeniden ele alalım. Bu alan kişiye
özgü fikirler, düşünceler, inançlarla şekillenmiştir. Kişilerin
farklı düşünce, inanç ve değerlerine saygı duyulması
gerekmektedir. Herhangi birinin fikir ve düşüncesi bir
diğerinden önemli ve değerli değildir. Her birimiz biricik
ve nadideyiz.
Şubat 2024 69