Page 38 - Şehrimiz İzmir
P. 38
ŞEHRİN FIRSATLARI VE RİSKLERİ
Şehirde Sıradan Bir Gün
Sabahın erken saatleri… Şehir sakinlerinin çoğu uyurken bazıları çalışmaya
başlamış bile. Temizlik işçileri caddeleri süpürüyor, ardından araçla caddeler
yıkanıyor. Fırıncılar çoktan ekmek pişirmeye başlamışlar. Bazıları ise daha evle-
rine gitmemiş bile. Hastanedeki nöbetinden dönen doktor, güvenlik görevlileri ve
daha birkaç kişi hâlâ dışarıda.
Sabahın ilerleyen saatlerinde caddeler iyice kalabalıklaşıyor. Herkes bir yer-
lere koşuşturuyor. Yetişkinler işe gitmek için yola çıkmış, çocuklar ise okullarına
gidiyor. Şehirde pek çok okul var, tabii pek çok da öğrenci. Caddeler otobüs
ve arabalarla doldu. Neyse ki bir yere ulaşmak için kullanabileceğimiz pek çok
ulaşım aracı var: otobüs, metro, tren... İki araba köşede çarpışmış ve iki caddeyi
de tıkamış. Araç kuyruğu uzayıp giderken insanlar işlerine vaktinde ulaşamaya-
cakları için kaygılı.
Pazarcılar tezgâhlarını kuruyor. Dükkânlar birer birer açılıp müşteriler için
hazırlanıyor. Şehirde ne çok dükkân var. Şehrin hemen çıkışında yer alan fabri-
kaların bacalarından dumanlar tütmeye başladı bile. Bu dumana araçların yay-
dığı egzoz gazları da eklenince bazen gökyüzü gri bir bulutla kaplanıyor. Müze
ziyaretçilere açıldı. Öğretmenleriyle birlikte bir grup öğrenci, müzenin önünde
içeri girmek için bekliyor.
Yol çalışması yapan işçiler kazı yaparken bir su borusunu patlatmışlar. Etrafa
yayılan su, bir aracın kayarak kaldırıma çıkmasına neden oluyor. Kaldırımda yü-
rüyen bir genç yaralanıyor. Hemen bir ambulans çağrılıyor. Neyse ki şehirde pek
çok hastane var. Ambulans yaralıyı alarak en yakın hastaneye götürüyor.
Öğlen oldu. Herkes yemek yemek için hazırlanıyor. Öğrenciler öğlen tatilinde
okul bahçesini dolduruyor. Ofis çalışanları caddedeki lokantalarda karınlarını do-
yuracakları bir yer arayışında. Ancak hava bozuyor. İlk yağmur damlaları düşer-
ken insanlar şemsiyelerini açıyor ya da kapalı alanlara kaçıyor. Pazarda alışveriş
sırasında çantasını kaybeden bir kadın çevresindekilerden yardım istiyor. Polis
çağrılıyor.
Öğleden sonra yağmur şiddetini artırdı. Şiddetli rüzgâr, şemsiyenin altında-
ki insanların bile ıslanmasına neden oluyor. Okuldaki son ders bitti. Okul çıkışı
parktaki spor sahasında maç yapmak için sözleşen öğrenciler koşarak evlerine
gidiyor. Pazarcılar tezgâhlarını toplamak zorunda kaldı. Akşamüzeri yağmur
şiddetini iyice artırdı. Sokaklar su altında kaldı. İnsanlar su birikintisi içinde kar-
Okuduğunuz metinde
şıdan karşıya geçmekte zorlanıyor, çöplerle tıkanan mazgalları belediye işçileri
açmaya çalışıyor. şehrin hangi fırsat ve
risklerinden söz edilmiştir?
Bir müddet sonra sokaklardan sanki dereler akıyor, önüne gelen her şeyi sü-
rüklüyor. Bir mağazaya sığınan yaşlı kadın “Her yer betonla kaplandı. Suyu eme- Bunlara başka neler
cek toprak kalmazsa böyle olur.’’ diye söyleniyor. Yağmur durdu ve şehre karanlık ekleyebilirsiniz?
çöktü. Dükkânlar birer birer kapanıyor, çalışanlar toplu taşıma araçlarına bin-
mek için duraklara doğru ilerliyor. Tiyatroya giden seyirciler yerlerine oturmuş,
oyunun başlamasını bekliyorlar. Sanat galerisindeki resim kursu başlamış bile.
Karanlıkta evlerine dönmeye çalışan insanlar, dikkatli bir şekilde yürüyorlar.
Tenha sokaklardan geçerken her gün gazetelerde okudukları tehlikelere karşı
uyanık olmaları gerektiğini hatırlıyorlar.
36