Page 49 - 81 Çalıkuşu İzmir
P. 49
arasında elma ararken bulabilirsiniz. Aytmatov’un
yaşadığı dönemden midir bilinmez ama köy yaşan-
tısı her zaman hikâyelerinin içindedir. Bütün bu ka-
rakterler için toprak kutsaldır, her zaman oradadır.
İnsanın emeğinden, terinden, çabasından beslenir
ve kitaplarında yakından görürüz bunu. Bu insan-
lar çocuk da olsalar genç, yaşlı da olsalar o gü-
nün koşuşturması asla bitmez. Dinlenmezler. Her
mevsim, her yıl sonunda karınlarını doyurabilmek
için, çocuklarını ve kendilerini rahat ettirebilmek
için durmaksızın çalışan emekçiler vardır hikâye-
lerinde. Ve bu emekçilerin yerleri, yurtları, besin
kaynakları, sevinçlerinin ve hüzünlerinin kaynağı
topraktır. Cengiz Aytmatov’un kahramanlarını ça-
padan, tarladan, ekmekten, attan ayrı düşünemez-
siniz. Toprak onlarla hayat bulur, onlar toprakla…
Özgürlükleri de bu toprak içindir ki bu yüzden aynı tısı. Bazen iyi fakat çoğunlukla kötü bitmiş olsa da
toprakların kurtuluşu adına ölen kahramanlar ile bu hikâyeler, aklınızda güzel hisler bırakır. Sevginin
doludur kitapları. Sultan, Kasım, Mayselbek, Cay- beraber zaman geçirmektense bir hayat kurmak-
nak, Suvankul gibi… Belki de en önemlisi de May- tan, emek vermekten, fedakârlıklar yapmaktan geç-
selbek’tir benim için aralarında. Ölümü olduğu gibi tiğini görürsünüz. Sadece aşk anlamında değildir
kabul edip de sırf özgürlük için, bile bile kendisini bu sevgi, yazarın hikâyelerinde. Bir gönül bağıdır,
feda edebilecek cesarete sahip olduğu için… sırdaşlıktır. Karakterler yoğun ve derin bir sevgiyle
bağlıdır birbirlerine. Çünkü sevgi emektir. Ne tür bir
Cengiz Aytmatov karakterlerini anlatırken onun sevgi olduğuna bağlı kalmaksızın görürsünüz, his-
hikâyelerindeki o eli öpülesi kadınlardan bahsetme- sedersiniz ve yaşarsınız bunu.
mek olur mu? Her türlü işi bir sızlanma belirtisi bile
göstermeden sırtlanan, kayıplar ve hayal kırıklıkları Yaşadıkları dönemin ve coğrafyanın azizliğine uğ-
içinde geçirdikleri hayatları ile her biri güçlü, zeki ramış onlarca insanın tamamlanamamış hayatlarını
ve fedakâr kadınlardır. Özellikle gençliklerinin ba- konu alan hikâyelerdir bu kitaplar. Her biri tek başına
şında olan ve birçok yönden birbirine benzettiğim ayrı bir yazının baş konusu olabilecek niteliktedirler.
Cemile ve Aliman neşeli, kıpır kıpır fakat bir o kadar Her biri teker teker incelenmeyi hak ederler. Geniş
da gururlu ve ağırbaşlı kişilikleriyle beni kendileri- bozkırların hüzünlü insanlarıdır bunlar. Toprağı, kan-
ne çokça imrendirmişlerdir. Tolgonay’ın kuşağını ları ve terleriyle ıslatan; kalpleri büyük, yaşamları kü-
bağlayarak kalbi o kadar yaralıyken ekip başı gö- çük insanlardır bunlar. Her son sayfada vedalaşmak
revine soyunması, köylüsünün aç kalmaması için istemeyeceğiniz insanlar. Şimdi benim de yazımı
kıt kanaat topladığı buğdayları çalan Cenşenkul’un noktalayarak veda etmek istemediğim insanlar. Her
peşinden korkusuzca canı pahasına gitmesi… zaman aklımın bir köşesinde hikâyenizi sürdürmeye
Gerçekte böyle bir kadın yaşasaydı onunla nasıl devam edeceksiniz. Ölmüş olanlarınız bile...
da gurur duyardım. Fakat zaten bizim kalplerimiz
de, evimiz, tarihimiz de böylesine cesur ve fedakâr
kadınlarla dolu değil midir? Zeynep Gülce KUTUN
Sevgiye yenik düşen insanların hikâyeleriyle de URLA CENGİZ AYMATOV
süslenmiştir o dönemin Kırgız toplumunun yaşan- SOSYAL BİLİMLER LİSESİ