Page 89 - Şehrimiz İzmir
P. 89

KARABURUN
                                                               KARABURUN







               Karaburun Yarımadası’nın  antik  çağda  adı  “Mimas”  olarak  bilinir.  Homeros’un
            ünlü eseri Odysseia’da “Rüzgârlı Mimas” olarak geçen Mimas Dağı, bugünkü Boz-
            dağ’dır. Eski haritalarda bu bölgenin adı Capo Calaberno (Calaberno Burnu) olarak
            geçmektedir.  Karaburun  kelimesinin  Calaberno’dan  bozularak  gelmiş  olabileceği
            düşünülmektedir. Başka bir varsayıma göre yarımadaya deniz yoluyla gelişte gö-
            rülen “Kömür Burnu” mevkisindeki kayaların renginden dolayı yöreye “Karaburun”
            denilmiştir. Bir diğer varsayım ise Türkçede “Kara” sözcüğünün kuzey, “Ak” söz-
            cüğünün  de  güney  anlamlarında  kullanılmasına  dayanmaktadır.  Osmanlı  kay-
            naklarında Ahurlu veya Ahırlı olarak anılan yarımada, sonraları Karaburun adını
            almıştır.

               İlçede Roma Dönemi’nden kalma kaya mezarları ve kale kalıntıları mevcuttur.
            Çullu Camisi ve eski Mordoğan Ayşe Kadın Camisi erken dönem Türk hâkimiye-
            tini göstermektedir.

               Karaburun; açık denize bakması nedeniyle tertemiz koyları, plajları, festival-
            leri, balıkçılık ve dalış turizmi konusundaki potansiyeli ile kişisel tercihlere hitap
            edebilmektedir. İlçede ayrıca çok sayıda taş ocağı ve mermer işletmesi bulun-
            maktadır.
               Karaburun yarımadası, doğal yapısı ve rüzgârıyla çok zengin bir ekosisteme
            ve  biyolojik  çeşitliliğe  sahiptir.  Şifalı  otlar  açısından  (sütleğen,  yarpız,  gelincik
            otu, kantaron otu, kapari, kekik, kenger gibi) oldukça zengindir. Yarımadanın en
            önemli tarımsal ürünleri kesme çiçekçilik (özellikle nergis), narenciye ve enginar-
            dır.  Hurma  zeytin  ve  keçi  sütünden  yapılan  kopanisti  peyniri  yörenin  tanınmış
            lezzetleridir.

               Yarımada ayrıca kara ve deniz canlıları açısından da önemli
            bir zenginlik teşkil eder. Özellikle tüm dünyada sayıları 500,
            yurdumuzda ise 100 civarında kalmış olan “Akdeniz
            Foku” ve nesli tükenmeye yüz tutan “Ada Mar-
            tısı” koruma altına alınmıştır. Mordoğan’da
            bulunan  “Müesser  Aktaş  Etnografya
            ve Tarih Evi”nde el sanatları ürün-
            leri,  geleneksel  köy  odası,
            yöresel giysiler ve mut-
            fak eşyaları sergi-
            lenmektedir.






                                                                                                                              87
                                                                                                                              87
                                                                                                                                87
                                                                                                                                87
   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94