Page 18 - İzmir Çocuk
P. 18
CEMRELER
Sizin ailenizde de kış mevsiminde şöyle konuşmalar geçer mi? “Kara kış
kapıya dayandı, zemheri de çok soğuk yaptı. Cemre düştü mü?” Ben bu
konuşmaları duydukça “Kara kış kim? Cemre ne, nereye düşüyor?” diye
düşünür, içten içe merak ederdim. Sıcacık evlerimizde oturuyor olsak da
baharın gelişini umutla bekleyen herkes cemrelerden konuşurdu.
Baharın habercisinin “cemre” olduğunu bu konuşmalardan çıkarıyordum.
Ondan bir müjdeci gibi söz ediyorlardı. Zamanla düştüğü yerleri
de duydum. Cemre; havaya, suya ve toprağa düşüyormuş. Bu
duyduklarımdan yola çıkarak cemreyi bulmaya karar verdim. Ben onu
doğadaki bir canlı diye düşündüm bu nedenle de yaşadığım çevrede bir
dedektif gibi peşine düşüp aradım. Havada uçan, suyun üstünde sıçrayan
ya da toprakta gezinen böcekleri yakalayıp cemre diye eve getirdim.
Her defasında da büyüklerimden “O öyle bir şey değil.” yanıtını aldım.
Cemreyi bulamadıkça merakım günden güne artıyor, hayal dünyam beni
kışkırtıyordu.
Bir gün avlumuzun girişindeki köprünün üstüne oturup ayaklarımı suya
salladım. Arık ağzına kadar su doluydu. Arazilerin ekim öncesi sulanması
için çaydan ovaya su salınmıştı. Suyun yüzeyinde karıncaya benzeyen
ama ondan birkaç kat büyük olan böcekler gördüm. Yine aklıma cemre
düştü. Kesin bunlar cemredir, dedim içimden. Suyun yüzünde batmadan
duruyorlar, sıçrayarak yer değiştiriyorlar, bir türlü de yakalanmıyorlar.
Bence cemre olan bu böcekleri günlerce takip ettim ama bir hafta
sonra hiçbir iz bırakmadan ortadan yok oldular. Ben de çocuk aklımla
o böcekleri cemre diye kabul ettim. Hayal dünyamda yaşamalarına izin
verdim.
18