Page 8 - İzmir İl Milli Eğitim e-Dergi 8.Sayı
P. 8

İZMİR İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ                                                                                     SAYI: 8
                                                                                                                                                                    23 Nisan Sayısı



                                               23 NİSAN COŞKUSU  / BAYRAKLI
              Ebru, ilkokul 2. sınıfa gidiyordu. Okulunu, öğretmenini ve arkadaşlarını çok seviyordu.
             Ancak dünya genelinde yayılan bir hastalık sebebiyle okullar kapanmış, uzaktan eğitime
             başlanmıştı. Ebru artık okula gidemiyor derslerine evde çalışıyordu. Okula gideceği günü
             sabırsızlıkla beklerken annesinin Ebru’ya bir haberi vardı.
              -Kızım üzgünüm ama bu hastalık sebebiyle okullara verilen ara uzatıldı. 23 Nisan
             Bayramı okullarda kutlanamayacak.
              Ebru bu habere çok üzüldü. Oysaki bayram için sınıf arkadaşlarıyla ne çok hazırlık yapmışlardı. 23 Nisan gü-

             nü okul bahçesinde, Atatürk’ün en sevdiği danslardan biri olan vals gösterisi yapacaklardı.
              Bu özel günü evde oturarak geçiremezdi. Bir şeyler yapmalıydı. Aklına bir fikir geldi. Okulda yapacakları vals
             gösterisini balkonda kardeşi Ali ile yapabilirdi, annesi de babasıyla! Heyecanla annesinin yanına koştu. Aklın-
             dan geçenleri onunla paylaştı. Annesi bu fikri çok beğendi. Hemen gidip Ali’ye ve babasına anlattı.

                                                             Babası dans etme konusunda pek istekli değildi ama
                                                             Ali çok istekliydi. Ebru, babası kabul etmediği için
                                                             çok üzüldü. Ama baba yüreği ya kızını üzgün görme-

                                                             ye dayanamadı ve dans etmeyi kabul etti. Ebru se-
                                                             vinçten babasının kucağına atladı. “Çok teşekkür
                                                             ederim babacığım, beni çok mutlu ettin” dedi ve se-
                                                             vinç içinde odasına gitti. Biraz ders çalıştı, biraz kitap
                                                             okudu.


             Ardından hep birlikte akşam yemeği yediler. Yemekte sohbetin konusu yapacakları valsti. Gösterinin tama-
            mını Ebru planlayacaktı. Yemekten hemen sonra işe koyuldu. İnternetten birkaç video izleyip fikir edindi.
            Dans edecekleri müziği belirledi. Birden aklına “Atatürk neden valse önem vermiş?” sorusu geldi. Hemen
            bu sorunun cevabını da araştırmaya başladı. Vals hakkında hiç bilmediği şeyler öğrendi. “Vals 16. Yüzyılda
            Almanya’da halk tarafından icat edilmiş bir danstı. İyi geçen hasat sonrasında, kış aylarını
            karınları tok geçirebilecekleri için kutlama amaçlı bu dansı yaparlardı. Vals zarafet, sadelik, mutluluk ve öz-

            gürlük demekti. Vals kadın ile erkeğin eşit olduğunun kanıtıydı. Vals bir milletin istiklalilinin ve mutluluğu-
            nun harekete geçmiş haliydi. Vals gücün, saraylardan alınıp halka verildiğinin sembolüydü.” Artık Ebru için
            vals daha da önemli oldu, valsi daha da çok sevdi. Çünkü vals, danstan çok daha fazlasıydı.
            Ebru, okulda öğrendiği dans hareketlerini, seçtiği müzikle beraber uygulamaya çalıştı. Annesi, babası ve
            kardeşi Ali’nin yanına giderek hazırlıklarını tamamladığını, yarın onları çalıştırmaya başlayabileceğini söyle-
            di. Saat geç olmuştu. Hepsine iyi geceler dileyerek uyumaya gitti. Ebru yarının hayalleriyle uykuya daldı.
             Sabah annesinin tatlı sesiyle uyandı. Ailece kahvaltılarını yaptıktan sonra artık vals çalışmalarına başlayabi-
            lirlerdi. Ebru ilk önce kardeşi Ali’yi çalıştırdı. Bu sırada annesi ve babası da onları izledi. Ali hareketleri kolay-
            ca öğrendi. Zaten dans etmeyi pek de severdi. Dans ederken Ali’nin Ebru’nun ayağına basmasına hepsi çok
            güldü. Dans etme sırası annesine geldi. Annesi daha da kolay öğrendi. Çünkü Ali ve Ebru’yu çok dikkatli izle-
            mişti. Annesi hiç hata yapmamıştı. Ebru annesini tebrik etti. Ve şimdi sıra babasına geldi. Babası biraz zor-
            landı. Dans konusunda hiç de iyi sayılmazdı. Ebru’nun işi çok zordu! Ebru “babacığım seninle günde 2 kez

            çalışmamız gerekiyor” dedi. Babası çok memnun olmasa da kabul etti.




                                                            4
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13