İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Mesleki Gelişim Akademisi tarafından eğitim yöneticileri ve öğretmenlere yönelik olarak  “Okula Dayalı Öğretmen Geliştirme” semineri verildi.

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Mehmet Akif Ersoy Salonunda iki oturum halinde gerçekleştirilen seminerin sabah oturumunda eğitim yöneticileriyle öğleden sonraki oturumunda ise öğretmenlerle bir araya gelen Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Yılmaz Tonbul “Okula Dayalı Öğretmen Geliştirme” konulu bir seminer verdi.

Programın açılış konuşmasını yapan İzmir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı İlker Erarslan, “İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak başlattığımız ve uzmanlarımızla birlikte yol aldığımız bir akademi olan Mesleki Gelişim Akademisi seminerlerinde, alanında uzman isimleri sizlerle buluşturmaya devam ediyoruz. Özgüvenle ve samimiyetle aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak yarın Bakanlığımızın açıklayacağı ‘2023 Eğitim Vizyonunu’ canlı olarak izleyip vizyon belgesini önceliklerimiz arasına alarak yolumuza hızla devam edeceğiz.” diyerek eğitimin yararlı olması dilekleriyle sözü Doç. Dr. Yılmaz Tonbul’a bıraktı.

Eğitim, Düşünmek İçin Aklın Eğitilmesidir

“Müdür, okulunun her şeyinden sorumludur. Okulun fiziki ihtiyaçlarından tutun da öğrencilerin psikolojik gereksinimlerine kadar.” diyen Tonbul okul müdürünün öğretmenlerin mesleki gelişiminden de sorumlu olduğu vurgusuyla konuşmasına başladı.

“Öğretmen yeterlilikleri, eğitim kalitesi sıralamasına yön veren unsurların en başında gelir. Gelişmiş eğitim sistemlerine yön veren temalarda, yaşamla ilişkilendirilmiş eğitim içeriği olarak birinci sırada PISA ve TIMMS gibi sınavlar yer almaktadır. Bu sınavlar, gündelik hayatta karşılaştığımız sorunları, okulda öğretilen bilgilerle çözme becerisini ölçer.” diyen Tonbul, Einstein’ın ‘Eğitim, gerçeklerin öğretilmesi değildir, düşünmek için aklın eğitilmesidir.’ sözünü alıntıladı.

Akademik başarının yanında öğrencilerin, huzurlu, mutlu ve demokratik bir ortamda eğitim almasının da büyük önemi olduğunu kaydeden Tonbul, öğretmenlerin mesleki gelişiminde sadece bilişsel alanın değil aynı zamanda sanat, felsefe ve müziğin de yer alması gerektiğini vurguladı.

‘Okul içinde öğretmenler birbirinden nasıl öğrenir?’ sorusuyla sunumuna devam eden Doç. Dr. Yılmaz Tonbul, etkili öğretmenliğin; kişisel nitelikler, alan bilgisi ve pedagojik yeterliğin birleşiminden doğduğunu sözlerine ekledi.

Edilgen Dinleyicide ‘Sinaps’ Oluşmaz

“Beyinde öğrenmenin gerçekleşebilmesi için öğrencinin sadece bilgiyi duyması yetmez. Yaparak ve yaşayarak öğrenmesi gerekir. Bilgiyi öğrenmemiz için, beynimizdeki iki sinir hücresinin kimyasal olarak birbiriyle bağlantıya geçmesi, yani sinaps oluşması gerekir. Edilgen dinleyicide ‘sinaps’ oluşmaz.” diyen Tonbul derslerin, öğrencileri sınava değil, hayata hazırlaması gerektiğinin altını çizdi.

Doç. Dr. Tonbul, “21. yüzyıl cahilleri, okuma yazma bilmeyenler değil; yeniden öğrenmeyen veya aksini öğrenmeyenlerdir. Her öğretmen, kendi branşında öğrencilerine neyi, neden öğrettiğine ve o bilginin hayatta ne işe yarayacağına dair küçük bilgiler vermelidir. Ancak bu şekilde çocukta merak duygusu uyandırır ve bilginin kalıcı olmasını sağlayabiliriz. Bilginin gerçek değerini çocuklara anlatın. Sadece sınav kaygısıyla öğrenmesinler.” diyerek çağa uygun yeni yöntem ve tekniklerle yola devam edilmesinin gerekliliğini katılımcılarla paylaştı.

Küçük Denemeler, Derin İstişareler Yapın

Okullarda kurum kültürünün geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Tonbul, “Okulda gelenekleriniz ve ritüelleriniz olsun. Ancak yeni bir uygulamaya geçmeden önce küçük denemeler, derin istişareler yapın. ‘Uygulama okula uygun mu, öğrencilere ne gibi katkısı olacak, olumsuz tarafları var mı?’ gibi pek çok soruyu sorarak öncelikle iyice ölçüp tartmalıyız.” dedi.

Öğrencilerin okul dışındaki öğrenme ortamlarına da çokça dâhil edilmesi gerektiğini kaydeden Tonbul, “Ders konularıyla ilgili eğitici geziler düzenlemeliyiz. Öte yandan konuyu, kavram haritasına dökmeliyiz. Okulunuzda materyaller geliştirin, soru bankası oluşturun.  Değerlendirme olmadığı sürece tek başına ölçme bir işe yaramaz. Bu nedenle ölçme değerlendirmeyi bir arada ele alarak, eksik kalan yönler için daima geri dönmeliyiz. Eksikliklerimizi tamamlamalıyız.  Akademik bilginin yanında okulda kulüp ve topluluklar da önemlidir.  Çocuğun ilgi duyduğu alanda bir kulübe üye olması, sanatsal, kültürel veya sportif bir alanla ilgilenmesi, hobiler edinmesi gerekir. Öğrenci ders dışında projelerde yer almalı, okul gazetesi veya dergisi çıkartmalıdır. Bu sayede öğrencilerde okula aidiyet duygusu gelişir.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

Öğretmenlerle soru-cevap şeklinde devam eden programın sonunda İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı İlker Erarslan, değerli sunumları için Doç. Dr. Yılmaz Tonbul’a teşekkür etti.