İZMİR İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

“Göçmenlere Yönelik Kapsayıcı Yaklaşımlar; Sosyal İçerme ve Çeşitlilik” Paneli Düzenlendi

“Göçmenlere Yönelik Kapsayıcı Yaklaşımlar; Sosyal İçerme ve Çeşitlilik” Paneli Düzenlendi

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Yaşar Üniversitesi UNESCO Uluslararası Göç Kürsüsü ve Türk Kızılayı İzmir Toplum Merkezi’nin ortaklaşa yürüttüğü “Göçmenlere Yönelik Kapsayıcı Yaklaşımlar; Sosyal İçerme ve Çeşitlilik” konulu panel, Yaşar Üniversitesi Konferans Salonunda gerçekleştirildi.

İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, Türk Kızılayı Göç ve Mülteci Hizmetleri Müdürü Bayram Selvi ve Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer’in açılış konuşmalarını gerçekleştirdiği panele; çeşitli üniversitelerden öğretim üyeleri, sivil toplum kuruluşu çalışanları, sağlık çalışanları, eğitimciler ve üniversite öğrencileri katıldı.

Ülkemizde geçici koruma altında bulunan göçmenlerin eğitim ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik yürütülen çalışmaların da ele alındığı panelde, Türk Kızılayı Göç ve Mülteci Hizmetleri Müdürü Bayram Selvi, yaptıkları çalışmalarla ilgili bilgi verdi.

Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer, sosyal içermenin geçim, konut ve eğitim gibi üç önemli unsuruna değindiği konuşmasında göçün ülkemiz için yeni bir olgu olmadığını, Türkiye’nin mülteciler tarafından her zaman bir ‘geçiş ülkesi’ ve ‘sığınılacak güvenli bir liman’ olarak görüldüğünü söyledi. İzmir ilinin de bu anlamda yabancıları çeken bir şehir olduğunu ifade eden Dinçer, farklılıklarla uyum içinde, bir arada yaşamanın, sosyal içermenin ve kapsayıcı eğitimin, tüm paydaşlarla ve bütün yönleriyle tartışıldığı bir panele ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Eğitim Tüm Toplumun Yüreğine Dokunan Bir Meseledir

Panelde söz alan İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, “Eğitim, tüm toplumun yüreğine dokunan bir meseledir.” diyerek başladığı açılış konuşmasında Mevlana’nın “Bize, bir lütuf gibi saadet bağışlayan değil, bizde mesuliyet şuuru yaratan insan lazımdır.” sözünü alıntıladı.

Son birkaç yıldır tüm dünyanın gözleri önünde cereyan eden elim bir savaş neticesinde milyonlarca insanın bu felaketten kaçmak için her türlü yolu göze aldığını ifade eden Yahşi, “Savaş en büyük yaraları minik kalplerde açarken bu yaradan insanlık kanıyor. Başka bir iklimde köklenmeye çalışan çocukların ruhundaki tahribatın en güçlü ilacının sevgi, ilgi ve alaka olduğunu çok iyi biliyoruz. Hangi ırktan, hangi milletten olursa olsun çocuk, görmezden gelinemez. Bugün medeniyet sözcüğü ile tevdi edilen ülkeler bu drama kör ve sağırken aziz milletimizin yüce gönlü mazlumun sığındığı bir çatı halini alarak dünyaya insanlık dersi verdi.” dedi.

“Biliyoruz ki milletimizin istikbali için bu insanlık krizini, barışa iyiliğe ve umuda bir vesile olmak üzere fırsata çevirmek, biz eğitimcilerin en büyük başarısı olacaktır. Sevgiyle, anlayışla, bilgiyle ve hoşgörüyle, yaratılanların en makbulü olan insanı ayrıştırmadan, ötelemeden beşeri değerler müktesebatında kucaklamalıyız.” diyen Yahşi bu çalışmaların ülke genelinde eğitim sistemine dâhil olan tüm çocukların bilgi kaynaklarıyla kurduğu ilişkinin niteliğini arttıracağını kaydetti.

İzmir’de yürütülen “Kapsayıcı Eğitim” çalışmaları ile ilgili bilgi veren Yahşi,  ilde bulunan 19 bine yakın Suriyeli öğrencinin yaşıtlarıyla eşit şartlarda eğitim alması için tüm imkânların seferber edildiğini belirtti.

Gelecekte teknoloji ihraç eden,  bölgesinde lider ve dünyada dengeleri tayin eden müreffeh bir ülke hayalinin, bugün atılacak adımlar neticesinde gerçeğe dönüşeceğini ifade eden Yahşi, nitelikli eğitim imkânına kavuşturulan her çocuk ile ülkemizin daha da güçlendiğinin altını çizdi.

Panelde Suriyeli çocukların eğitim süreçlerine dâhil olması, okullaşmanın önündeki engellerin ortadan kaldırılması ve bulundukları topluma uyum sağlamaları açısından yürütülen çalışmaları katılımcılarla paylaşan Yahşi, Suriyeli öğrencilerin Türk okullarına geçiş süreci ile geçici eğitim merkezlerini de değerlendirdi.

Yahşi, öğrencilere verilen destek eğitimlerinin yanı sıra ailelerine verilen seminerlerin de ülkemizde geçici koruma altında bulunan Suriyeli vatandaşların sosyal içermesi için yapılan önemli çalışmalar olduğunu vurguladı. Geçtiğimiz yıl öğrenci ve öğretmenlerin desteğiyle toplanan yardımların, Türk Kızılayı ve STK’ların yardımıyla Cerablus’a gönderildiğini ve orada bir okul yaptırıldığını belirten Yahşi, İzmir’de öğrencilerin, velilerin ve tüm eğitimcilerin gösterdiği hoşgörü ve misafirperverliğin, Suriyeli çocuklar ile birlikte ailelerinin de eğitime ve sosyal hayata entegre olma sürecini kolaylaştırdığını sözlerine ekledi.

Yahşi, panelde Avrupa Birliği tarafından ülkemizdeki geçici koruma kapsamındaki Suriyelilere insani yardım, eğitim, sağlık, psiko-sosyal, destek ve göç yönetimi gibi alanlarda doğrudan hibe ile finanse edilen "Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi” projesi ‘PICTES’ ile ilgili katılımcıları bilgilendirdi. “Hiçbir öğrenciyi eğitimin dışında bırakmadan, daima çocuklarımızın hakkını gözeterek onlara eğitim veren ve sevgiyle yaklaşan tüm öğretmenlerimize ve eğitim yöneticilerimize teşekkür ediyorum.” diyen Yahşi, panelin güzel sonuçlar getirmesini temenni ederek konuşmasını sonlandırdı.

İki oturum halinde gerçekleştirilen panelin ilk oturumunda Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Dekanı Prof. Dr. Aylin Güney’in moderatörlüğünde Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Sinan Alper “Temel Kavramlara Sosyo-Psikolojik Yaklaşım”, Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayselin Yıldız “Entegrasyon ve Asimilasyona Yönelik Kavramsal Tartışmalar”, İzmir Göç İdaresi Müdürlüğü Uyum İletişim ve Çalışma Grubu Başkanı Ferhat Dalkılıç “Türkiye’de Uyum Politikaları ve Yaklaşımlar” konulu sunumlarını katılımcılarla paylaştı.

Panelin ilk oturumu, Türk–Alman Üniversitesinden Prof. Dr. Murat Erdoğan’ın “Birlikte Yaşam Mümkün mü?” ve Türkiye EMDR HAP Türkiye Koordinatörü Psikolog Şenel Kahraman’ın “Önyargılar ve Travma” sunumuyla sonlandı.

Panelin ikinci oturumunda; Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayselin Yıldız moderatörlüğünde, İzmir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı İlker Erarslan’ın “Eğitimde Kapsayıcı Yaklaşımlar” ve Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Hadiye Küçükkaragöz’ün “Eğitimde Farklılık ve Katılım Hakkı” sunumları yer aldı.

Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fisun Şenuzun’un göçmenlere yönelik sağlık hizmetleri hakkında katılımcıları bilgilendirmesinin ardından Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesinden Dr. Ebru Tecimer iyi uygulama hastane örneğini katılımcılarla paylaştı.

Çocukların Kalplerine Dokunmak İstedik

Panelin ikinci oturumunda, Buca Recep Ersayın İlkokulu Müdür Yardımcısı Esra Şahin, eğitimde iyi uygulama örneği sunumunda “Aynı Güneşin Altında” adlı projeyle ilgili bilgi verdi. Şahin, okuldaki Suriyeli öğrencilerin entegrasyonu ve diğer öğrencilerle bütünleşmesi adına böyle bir çalışma yaptıklarını kaydederek proje sayesinde öğrenciler arasındaki dil ve iletişim sorununun çözüldüğünü ve okulda sağlıklı bir eğitim ortamı oluştuğunu vurguladı.

Şahin, projeyle ilgili yaptığı sunumunda “Öğretmenlerimiz ile birlikte, okuldaki 240 Suriyeli öğrencinin uyum konusunda sıkıntı yaşadığını tespit edince sanatsal etkinliklerden oluşan ve aileleri de kapsayan bir çalışmaya imza attık. Dokuz Eylül Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abbas Türnüklü´den destek alarak, “Aynı Güneşin Altında” adını verdiğimiz projeyle Türk ve Suriyeli öğrencilere sanat yoluyla ulaşmaya çalıştık. Çocuklar, üniversite ve okul iş birliğinde özel sınıflarda, küçük gruplar halinde müzik ve resim yapmaya başladı, film atölyelerine katıldı. Bu arada çocukların aileleriyle de iletişime geçtik. Öğretmenlerimiz, velilere yönelik sertifika programları ve iş eğitimleri düzenledi. Çocuklar, birlikte Arapça ve Türkçe şarkılar söyleyip barış temalı resimler yaparken, Türk ve Suriyeli aileler de birbirleriyle dostluk kurdu.” dedi.

Projeyle çocukların bir an önce arkadaş olmalarını ve bütünleşmelerini hedeflediklerini belirten Şahin “Çocukların kalplerine dokunmak istedik. Bu sayede, Suriyeli çocukların Türk sistemine entegrasyonunu sağlamayı amaçladık. Sadece çocuklara değil, velilere de ulaştık.” diyerek ailelerin kaynaşması sayesinde önyargıların azalacağını düşündüklerini ifade etti.

Kısa film ve resim terapisi de yaptıklarını anlatan Şahin, şöyle konuştu:

"Çocuklar artık arkadaş oldular. Suriyeli ve Türk aileler birbiriyle görüşüyor. Entegrasyon çalışmalarında model okul olma aşamasındayız. Çalışmamızı Milli Eğitim Bakanlığının yanı sıra UNICEF´e de gönderdik. Türk ve Suriyeli çocukların ortak yaptığı resimleri, şarkı söylerken çekilen anları ve diğer tüm dostluk görüntülerini ilettik."

Proje faaliyetlerinin video sunumlarını da katılımcılarla paylaşan Şahin, proje kapsamında ailelerin ve çocukların birlikte zaman geçirdiğini, gezilere katıldığını, geleneksel bahçe oyunları oynadıklarını vurguladı.

Katılımcılarla soru cevap şeklinde devam eden panel, Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Huriye Toker’in “Medyanın Göçmenlere Yaklaşımı: Görünenin ve Görünmeyenin İzahı” sunumu ve ASAM İzmir İl Temsilcisi Esra Şimşir’in, mülteci kadın ve çocuklara yönelik yapılan çalışmalarla ilgili katılımcılara bilgi vermesiyle sona erdi.

28-12-201828-12-201828-12-201828-12-201828-12-201828-12-201828-12-201828-12-201828-12-201828-12-2018

Fevzipaşa Mh. Öğretmen Sokak No 15 Kemeraltı Katlı Otopark Arkası Konak / İZMİR - 0232 280 35 00

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.